Dünyaca tanınmış bir kimyager ve onun ırksal baskı sistemine karşı mücadelesi. Percy Julian bugün hala kullanılan steroid bazlı tedavilerin geliştirilmesine öncülük eden Amerikalı bir doğal ürün kimyageridir. Araştırması, glokom ve artrit (eklem iltihabı) tedavisinde kullanılan ilaçların üretilmesini sağlamıştır. Ayrıca her ne kadar ırkı her fırsatta ona zorluklar sunsa da Amerikan tarihinin en etkili kimyagerlerinden birisi olarak kabul edilmektedir.
Ulusal Bilimler Akademisi tarafından 1980 yılında yayınlanan biyografik bir anıda, Julian’ın yaşamı ve karşılaştığı birçok engelden bahsederken “uzun ve zorlu tırmanışını” Donald Adams’ın şiiri The Seventh’tan şu mısrayla ilişkilendirdiği söylenir:
“Akıllarının ülkelerinde her gün belirsiz tepelere tırmanan sevgili dostlarım, ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğiyle ilgili tepeler, size alçakgönüllülükle sunabilir miyim, yaratıcı çalışmayı sürdürmemi sağlayan tek şey, sürekli kararlılıktı: Cesur olun! Daha ileri gidin!”
Adaletsiz toplumsal normlara karşı geri adım atmasına, bilimin en etkili ve ilham verici katkıda bulunanları arasında kendisine bir yer açmasına yardımcı olan şey “daha ileri gitme” dürtüsü oldu.
Hayatının ilk dönemleri ve eğitimi
1899 yılında Montgomery Alamabama’da doğan Julian, öğretmen olan Elixabeth Lena Julian Adams ve demiryolu posta memuru olan James Summer Julian’ın altı çocuğunun en büyüğüdür.
Büyükbabası ve büyükannesi köleleştirilmişti. Hayatı boyunca ırkı yüzünden bir sürü engelle karşılaştı, bu da Siyah Amerikanlar için hayatı zorlaştırdı. O zamanlar Alabama’da siyahi olan kimse liseye gidemiyordu. Çoğunlukla sekizinci sınıftan sonra eğitimi bırakmak zorunda kalıyorlardı ancak Julian’ın umutları yüksekti.
Babasının oğluna ilham veren matematik ve felsefe sevgisi olduğu söyleniyordu. Ayrıca, statüsünü yükseltmeye yardımcı olan ve Julian’a resmi bir üniversite eğitimi almasını sağlayan federal bir hükümet pozisyonunda bulunuyordu. 1916 yılında 17 yaşındayken ırkçı yasalar yüzünden kampüs dışında yaşayan Afroamerikanlar’a sınırlı kontenjan tanıyan Greencastle, Indiana’daki DePauw Üniversitesine başvurdu.
Biyografik bir anıda, şöyle söylediği yazılmıştır: “Üniversitedeki ilk günümde, içeri girdiğimi, beyaz bir adamın elini uzattığını ve şöyle dediğini hatırlıyorum: ‘Hoş geldin! Nasılsın?’ Daha önce beyaz bir adamla el sıkışmamıştım ve tokalaşmam gerektiğini de bilmiyordum. Ancak biliyor musunuz, el sıkışmak tüm hayatımı değiştirdi, bundan sonra gülümsemeyi ve isteseler de istemeseler de herkesin beni sevdiğine inanıyormuş gibi yapmayı öğrendim.”
Üniversiteye yeterince hazırlıklı değildi. Bu nedenle son sınıfına kadar birinci sınıfın alt kademesine kaydoldu. Bu da akranlarına yetişmek için akşamları lise düzeyinde dersler almasını gerektiriyordu. Masraflarını karşılamak için çalışmak zorundaydı. Yine de başarılı oldu. 1920’de Phi Beta Kappa onuruyla sınıfından birincilikle mezun oldu. Daha sonra, tüm Julian ailesi, kız kardeşleri Mattie, Irma ve Elizabeth de dahil olmak üzere tüm kardeşlerinin DePauw Üniversitesi’nden mezun olduğu Greencastle’a taşındı.
Akademideki hayatı
Lisansı bitirdikten sonra Julian kimya alanında doktorasını tamamlamak istedi. Ancak o zamanlarda şartlar yine Afroamerikanlar’a uygun olanakları sağlamıyordu. Aynı zamanda Nashville Fisk Üniversitesi’nde kimya öğretmeni olarak görev yapmaya başladı, 1923’te ise Profesör E. P. Kohler ile konjuge sistemlerin kimyası üzerine çalıştığı Harvard Üniversitesi’ne masterını tamamlamak için girmeye hak kazandı.
Harvard Üniversitesi ırkı yüzünden doktorasını tamamlamasına izin vermeyince travmatik bir hayal kırıklığı daha yaşadı. 1923 ve 1929 yılları arasında siyah ırkının ağır bastığı enstitülerde bölüm başkanı olarak çalıştı. 1929’da Julian, Viyana Üniversitesinde Ernst Spath ile doğal ürün sentezi üzerine doktorasını tamamlamasını sağlayacak Rockefeller vakıf yardımını kazandı.
1931’de Howard Üniversitesi’ndeki görevine geri döndü. Ancak iki yıl sonra kişisel mektuplarının gazetelerde yayımlanması ve o zamanlarda bir meslektaşıyla evli olan eşiyle ilişki yaşamakla suçlanması gibi birkaç skandalı takiben işini bırakmak zorunda kaldı. Julian istifa etmeye zorlandı ve sahip olduğu her şeyi kaybetti.
Dünyaca tanınan kimyager
Bu sırada, önceki akıl hocası Profesör William Blanchard, araştırma görevlisi olarak DePauw Üniversitesi’ne dönmesine yardım etti. 1935 yılında Julian arkadaşı ve asistanı Josef Pikl ile beraber özütü Calabar fasulyesinden elde edilen, sentezi 11 adımdan oluşan antiglokom ilacı fizostigmini ürettiler. Oxford Üniversitesinden Sir Robert Robinson’ın Julian’ın doğru bulmadığı fizostigmin senteziyle ilgili tartışmalar vardı.
Bu, kimyagerlerin moleküler yapıları tanımlamak için nükleer manyetik rezonans veya X-ışını kristalografisi gibi karmaşık araçlara güvenebilmesinden önceydi. Julian, Robinson tarafından bildirilen bir ara bileşiğin (d, l-eserethole) erime noktasının literatüre uymadığını fark etti. Bu da aslında araştırma yapmadığını gösterdi. Kendi itibarını ortaya koyan Julian, Robinson’un hatasını ve doğru sentezi bildiren bir makale yayınladı. Şunları belirtti:
“Şaşırtıcı bir şekilde, d, l-eserethole’umuz, Robinson ve çalışma arkadaşları tarafından sentezlenen ve d, l-eserethole olarak adlandırılan bir bileşikten tamamen farklı özellikler sergiledi. Aynı şekilde tüm türevler de farklıydı.” “Doğal kökenli eseretolün karakteristik reaksiyonlarına maruz kalan (optik olarak) aktif olmayan malzememiz benzer sonuçlar verdikçe, ürünümüzün gerçek d, l-eserethole olduğu ve İngiliz kimyagerlerinin başka bir anayasaya atanması gerektiği inancını ifade ettik. Bu artık, doğal kaynaklı ürünle özdeş olan l-eserethole senteziyle kesin olarak kanıtlandı. ”
Bu, onun dünyaca ünlü bir kimyager olarak ününü sağlamıştır. Çünkü 65 yıl sonra bile başarısı, glokomu tedavi etme yeteneğimizi artıran ve Alzheimer hastalığı gibi diğer terapötik alanlarda umut vadeden tedavilerin geliştirilmesini sağlamıştır. Stigmasterol kristallerini aynı Calabar fasulyesinden izole ettikten sonra meydana gelen steroid kimyasına yaptığı girişimlerle daha fazla tanındı. Stigmasterol, doğum kontrolünde kullanılan seks hormonları, östradiol ve testosteron gibi bir dizi önemli steroid için geçerli bir öncü yapan bir dizi kaynaşmış halka içerir.
O sırada Julian, stigmasterolün insan steroidal hormonların sentezi için bir başlangıç noktası olarak hizmet edebileceğini, bu moleküllerin daha fazla terapötik araştırması için zemin hazırlayabileceğini umuyordu.
Hayatının son dönemleri ve kariyeri
1936’da Julian’ın, ırkı nedeniyle DePauw Üniversitesi’ndeki fakülte pozisyonu reddedildi bu nedenle başka yerlerde fırsatlar aradı. Kimya şirketi DuPont, Pikl’e bir iş teklif ettiğinde büyük bir darbe aldı. Ancak bu teklifi Julian’ın siyahi olduğundan habersiz oldukları için geri çekti. Şirketin ikamet ettiği kasabada Afroamerikanların bir gecede barınmasını yasaklayan bir yasa olduğu için başka bir iş düştü.
Sonunda Chicago’da Glidden’de soya ürünleri araştırma müdürü olarak bir pozisyon elde etti. Soya fasulyesi yağı variline sızan suyun beyaz bir katının çökelmesine neden olduğu tesadüfi bir kaza oldu. Julian, sterolleri yağdan ayırmayı başardı. Julian, 18 yıllık araştırma süresince, petrol ve gaz yangınlarını söndürmek için kullanılan, II. Dünya Savaşı’nda yaygın olarak kullanılan soya proteininden elde edilen bir köpük olan Aero-Foam dahil olmak üzere çok sayıda başarılı ürün üretti ve patent aldı.
Araştırma yönü daha sonra değişti, bitki sterollerinden progesteron ve testosteron gibi insan steroidlerinin üretimine geçti. Tıbbi araştırmacılar bunun için bir dizi yeni tıbbi uygulama keşfetti. Doğal kaynaklardan yalnızca küçük miktarlar izole edilebildiğinden, bunların bulunabilirliği önemli bir sorundu. Julian’ın çalışması, bunların endüstriyel ölçekte üretimini mümkün kılarak, bu alandaki araştırmaların desteklenmesine ve hormonal tedavilerin maliyetinin düşürülmesine yardımcı oldu.
En önemli olan buluşlarından biri:
Julian ve ekibi, romatoid artrit tedavisinde kullanılan hidrokortizon ve türevlerinin üretiminde kullanılan Reichstein Maddesi S’ye etkili bir yol geliştirdi. Julian, 18 yıl sonra, sentetik kortizon üretiminde uzmanlaşıp kendi araştırma şirketi Julian Laboratories, Inc’i kurmak için Glidden’den ayrıldı. Şirketini 1961’de 2 milyon dolardan fazlaya sattı. Daha sonra Julian Araştırma Enstitüsü adında kar amacı gütmeyen bir araştırma enstitüsü kurdu.
Birçok başarısının arasında, 1973 yılında Ulusal Bilim Akademisi’ne, 1990 yılında Ulusal Mucitler Onur Listesine seçilmiş. 1999’da da onun fizostigmin sentezi Amerikan Kimya Birliği tarafından Amerikan kimya tarihinin en iyi 25 kazanımlarından birisi olarak tanınmıştır.
Aynı zamanda, bir kimyager olarak kariyer yapmak için aşılamaz zorluklarla değil, aynı zamanda ırkı nedeniyle kişisel şiddet ile de karşı karşıya olan bir insan hakları savunucusuydu. 1950’de Julian kariyeri sayesinde Chicago’nun Oak Park adlı beyaz bir banliyösünde bir ev satın alabildi.
O ve ailesi geldiğinde, evin siyahilerin topluma karışmasına karşı çıkan insanlar tarafından bombalandığını gördüler. 1951 yılının haziran ayında evi tekrar saldırıya uğradı. Buna rağmen Julian ve ailesi korkmamıştı. Şirketine farklı ırklardan insanlar alarak sosyal gelişime katkı sağladı. Irkçılığın onun önüne çıkarttığı engellerden bahsetti.
Emekli olduktan sonraki kariyeri hakkında düşünen Julian şunları söyledi: “Kendi ülkemin, yaşamak istediğim harika deneyimlerden bazıları için şansımın elimden aldığını hissediyorum. Bunun yerine, bulabileceğim bir iş buldum ve en iyisini yapmaya çalıştım. Belki iyi bir kimyager oldum, ama olmayı hayal ettiğim kimyager değildim. ” Julian özel bir araştırmacı olarak işine devam etti. 19 Nisan 1975’teki ölümüne kadar büyük ilaç şirketlerine danışmanlık yaptı.