Araştırmalar düşük ve orta gelirli ülkelerde, antimikrobiyallere dirençli enfeksiyonların hayvanlarda hızla arttığını gösteriyor. Direnç gelişiminin dünya çapında ilk defa sınıflandırmasını yapan araştırmacılar acil müdahale gerektiren bölgeleri belirlediler.
İlgili: Bakteri Nedir? Bakteriler, İnsan Sağlığını Nasıl Etkiler?

Dünya düşük ve orta gelirli ülkelerde eşi benzeri görülmemiş bir ekonomik büyümeye tanıklık ediyor. Hindistan, Çin, Latin Amerika ve Afrika’da gelir düzeyi yükselen insan sayısının artışı, süt ürünleri ve et tüketimindeki artışa yansıyor.
Afrika’daki et tüketiminde yarıdan fazla, Asya ve Latin Amerika’da ise üçte ikiden fazla artış söz konusu. Artan talebi karşılamak için hayvancılık faaliyetleri yoğunlaşırken antimikrobiyallerin kullanımı da artıyor.
Kalabalık ortamlarda yetiştirilen hayvanlarda enfeksiyonları tedavi etmek ve önlemek için çiftçiler tarafından kullanılan antimikrobiyaller aynı zamanda hayvanlara kilo aldırmaya ve karlılığı yükseltmeye de yarıyor.

Haddinden fazla ve gelişigüzel antimikrobiyal kullanımının bir takım ciddi sonuçları bulunuyor: antimikrobiyallere dirençli bakteri sayısının dünya çapında hızla yükselişi. İlaçlar etkinliğini kaybetmekte ve bu durum hayvan sağlığını olduğu kadar insan sağlığını da tehdit etme potansiyelinde.
Direnç gelişiminde etkin noktaların haritalanması
Düşük ve orta gelirli ülkeler, çiftliklerde antimikrobiyal kullanımı ve direnç gelişimini izleme konusunda sınırlı denetleme kapasitesine sahip. Yasal düzenlemeler de izleme sistemleri iyi kurulmuş endüstriyel ülkelerde olduğundan daha az.
Zürih, Sağlık Coğrafyası ve Politikası Doçenti Thomas Van Boeckel liderliğindeki araştırma ekibi son zamanlarda Science dergisinde düşük ve orta gelirli ülkelerde hayvanlarda antimikrobiyal direncini gösteren bir harita yayınladı.

Ekip literatür verilerini bir araya getirdi ve gıda kaynaklı bakteriler olan Salmonella, E. Coli, Kamfilobakter ve Stafilokoklar yönünden antimikrobiyal direncin hangi hayvan türlerinde ve nerede ortaya çıktığını belirledi.
Çalışmaya göre, Çin’in kuzeydoğusu, Hindistan’ın kuzeydoğusu, Brezilya’nın güneyi ile İran ve Türkiye hayvanlarda antimikrobiyal direnç oranının yüksek olduğu bölgeler.
Bu ülkelerde, bakteriler yalnız hayvanlarda değil aynı zamanda insanlarda da kullanılan antimikrobiyal ilaçların çoğuna direnç kazanmış durumda. Şimdiye kadar, bu çalışmada önemli bir bulgu da Afrika’da –Nijerya ve Johannesburg civarı hariç- direnç gelişimi görülen az sayıda etkin noktaların ortaya çıkmış olması.
Hayvanlarda sıklıkla kullanılan ve en yüksek direnç gelişim oranına sahip başlıca antimikrobiyaller tetrasiklinler, sülfanomidler, penisilinler ve kinolonlar olarak belirtiliyor.
Çoklu ilaç direncinde panik yaratan eğilim
Araştırmacılar birden çok ilaca karşı gelişen direncin izini sürmek için yeni bir dizin ortaya koydu: direnç oranı %50‘nin üzerinde olan her bir bölgede ilaç miktarı test edildi. Küresel olarak bu dizin son 20 yılda tavuklar ve domuzlar için çoktan üçkatına çıktı.
Van Boeckel diyor ki; ‘’Bu alarm verici eğilim göstermektedir ki, hayvan çiftliklerinde kullanılan ilaçlar hızla etkinliğini kaybediyor. Bu durumun hayvancılık endüstrisinin sürdürülebilirliğini ve tüketicilerin sağlığını etkilemesi mümkün.’’

Antimikrobiyallere direncin artışı özellikle et tüketiminin en hızlı büyüdüğü yerler olan gelişmekte olan ülkeleri ilgilendiriyor. Ayrıca bu ülkelerde veteriner antimikrobiyallere erişim yasalar tarafından gereğince düzenlenmemiş durumda.
ETH araştırmacıları ‘’ Antimikrobiyallere karşı gelişen direnç global bir problemdir. Eğer dünyanın bir tarafında direnç gelişimi dramatik olarak artıyorsa öbür tarafında azaltmak için ciddi çaba sarfetmenin bir önemi yok.’’ diyor.
Binlerce çalışmadan elde edilen veriler
Princeton Üniversitesi ve Brüksel Serbest Üniveristesi’nden biraraya gelen ETH araştırmacı ekibi tüm dünyadan gelen yayınlanmamış veteriner raporları ile binlerce yayını topladılar ve bu veritabanını antimikrobiyallere dirençlilik haritaları yapmak için kullandılar.
Bununla birlikte, oluşturulan haritalar tüm araştırma bölgelerini kapsamıyor. Özellikle güney Amerika’da ulaşılabilir veri eksikliği nedeniyle önemli boşluklar mevcut.
Açık erişim internet altyapısı
Ekip erişimi herkese açık bir internet altyapısı geliştirdi: resistancebank.org üzerinden araştırmacılar elde ettikleri verileri paylaşabildikleri gibi hayvanlarda direnç gelişimi ile ilgili daha fazla veriye ulaşabilecek.

Örneğin veterinerler ve devlet yetkilileri bölgelerindeki dirençle ilgili bilgileri platforma yükleyebilecek ve böylece konuyla ilgilenen kişilerle paylaşabilecek.
Van Boeckel, akademik dergilerde yayınlama maliyetinin yüksek olmasından dolayı, sınırlı kaynaklara sahip bazı ülkelerdeki bilim insanlarının platform üzerinden bulgularını duyurabilmelerini ve onay alabilmelerini umuyor.
Ayrıca diyor ki; ‘’Bu şekilde verilerin çekmecelere tıkılıp kalmasını önleyebiliriz, çünkü konuyla ilgili özellikle Afrika ve Hindistan’da pasif halde birçok bulgu var. Bu bulgular değerlendirmemizin ilk aşamasında, çizmeye çalıştığımız dünya ölçeğindeki direncin resmini tamamlayabilir.
Platform ayrıca özel müdahalelerin finansmanını sağlamak isteyen bağışçılara dirençten etkilenen bölgelerin belirlenmesinde de yardımcı olacaktır.’’
Et üretimi artmaya devam ederse internet platformu antimikrobiyal direnç gelişimine karşı hedef belirlemede ve sürdürülmesi daha kolay çiftçilik uygulamalarına geçiş sürecinde yardımcı olabilir.
ETH Zurich. “Antimicrobialresistance is drasticallyrising.” ScienceDaily. ScienceDaily, 19 September 2019.
Bunlar da ilginizi çekebilir:
- Antibiyotik direnci küresel ısınma kadar büyük bir tehdit
- Yeni Antibiyotikler, Direnci Tetiklemeden Etkili Oluyor
- ‘Antibiyotik Direnci ‘nin Çözümü Mutfak Süngerinizde Olabilir
Duygu Ardıç