Geçtiğimiz hafta salı günü yayınlanan verilere göre, uzmanlar hava kirliliğinin, “insan sağlığı için en büyük risk” olduğu ve bu durumun, Dünya’daki her erkek, kadın ve çocuk için yaşam beklentisini yaklaşık iki yıl azalttığını belirttiler.
Hava Kalitesi Yaşam Endeksi (AQLI), dünya COVID-19 salgını kontrol altına almak için aşı çalışmalarıyla mücadele halindeyken, hava kirliliği milyarlarca insanın dünya çapında daha kısa ve daha hasta yaşamlara yol açmasına neden olmaya devam edeceğini söyledi.
Buna ek olarak; Hava Kalitesi Yaşam Endeksi, özellikle fosil yakıtların kullanılması sonucunda insan sağlığı üzerindeki etkisine dönüştürür.

Yayınlanan rapora göre bir zamanlar hava kirliliğinin en yüksek olduğu ülke olan Çin, gerçekleştirdiği düzenlemelerle son 20 yılda hava kirliliği artışını durdurmayı başardı. Dünya nüfusunun neredeyse dörtte birine ev sahipliği yapan Hindistan ve Bangladeş için ise benzer şeyleri söylemek pek de mümkün değil.
Bangladeş, ülke ortalaması olarak dünyada hava kirliliğinin en yüksek olduğu ülkedir. Burada hava kirliliği öylesine yüksek seviyelere ulaşabiliyor ki insanların ortalama yaşam süresi hava kirliliği kaynaklı olarak 10 yıl kadar azalıyor.
“Uzun Vadede COVID-19’dan Daha Tehlikeli”
Araştırmanın yazarları, birçok insanın soluduğu havanın kalitesinin COVID-19’dan çok daha yüksek bir sağlık riski oluşturduğunu söyledi.
AQLI kurucusu Michael Greenstone, hava kirliliğinin uzun vadede insan sağlığı açısından koronavirüsten daha büyük bir tehlike olduğunu belirtti.
Kaybedilen Yıllar

Özellikle Güneydoğu Asya ülkelerinde orman ve tarla yangınları, trafik ve enerji santralleri hava kirliliğinin başlıca nedenleri arasında. Yaklaşık 650 milyon insanın yaşadığı bölgenin yüzde 89’unda hava kirliliği değerleri Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği sınırları aşıyor.
AQLI, Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa ve Japonya gibi yerler hava kalitesini iyileştirmeyi başarırken, kirliliğin dünya çapında ortalama iki yıllık ortalama ömre sahip olduğunu belirtti.
Bangladeş’in herhangi bir ülkenin en kötü hava kalitesine sahip olduğu ve Hindistan’ın Kuzey eyaletlerinin yaklaşık 250 milyon sakininin, kirlilik kontrol altına alınmadığı sürece ortalama sekiz yıllık yaşamını kaybedeceği tespit edildi.
Bazı çalışmalar, hava kirliliğine maruz kalmanın da COVİD-19 önemli bir risk faktörü olduğunu göstermiştir. Ve Greenstone, hükümetleri salgının ardından hava kirliliğine karşı mücadelenin yeniden öncelik kazanması gerektiğini vurguladı.
Chicago Üniversitesi Enerji Politikası Enstitüsü’nden Greenstone,”Teşvik edici hamlelerin hiçbiri hava kirliliğini yatıştırmayacak” dedi.
“Çevre kirliliği sağlam bir kamu politikasına uzanmaktadır”, dedi.
Beyda GÜLAL