ABD’ li bilim insanlarının, kloroflorokarbonlar (CFC’ ler) olarak bilinen ozon tahrip edici kimyasallarda gizemli bir artış bildirdiğinden beri tam bir yıl geçti. 1987′ de küresel olarak imzalanan Montreal Protokolü uyarınca yasaklanmıştı ama artış devam etti ve bunun tek bir açıklaması vardı: oralarda bir yerde, bilinmeyen bir yerde, birileri on yıl ya da daha uzun bir süre boyunca ozonda delik açmaya devam ediyordu.
Birçok spekülasyondan sonra, bu zararlı bileşiklerin yeri ve büyüklüğü bilimsel araştırmalarda doğrulandı.

New York Times ’ta daha önce bildirildiği gibi, Çin’ in kuzeydoğu sahilinden geliyor gibi görünüyordu. Montreal Protokolü 2013 yılında başarıyla ilan edildiğinden beri, bu endüstriyel bölge, kazara olsa da olmasa da, CFC-11: atmosferdeki en bol bulunan ikinci kloroflorokarbonu yaymaya devam etti. Aslında, 2008-2012 ve 2014-2017 dönemleri arasında, CFC-11 yaklaşık yüzde 110 oranında arttı.
Uluslararası araştırmacıların yeni yazdığı bir raporda, “Bu artış CFC-11 küresel artışının önemli bir bölümü (yüzde 60 en az 40) için hesaplanmıştır.”Diyor.
“Bölgesel CFC tespiti için mevcut verilerin bulunduğu diğer Doğu Asya ülkelerinden veya dünyanın diğer bölgelerinden CFC-11’de önemli bir artış olduğuna dair herhangi bir kanıt bulamıyoruz.”
Bu ihlallerin bildirilmemesi muhtemeldir, çünkü CFC-11 yasa dışı olsa da, buzdolaplarında ve binalarda köpük yalıtımı üretmenin en ucuz yollarından biridir. Belgeleri ve uluslararası kaynakları takip ettikten sonra, The New York Times gazetecileri ve bağımsız araştırmacılar, Çin’ deki bazı fabrikalarda yasadışı CFC kullanımının yıllarca yapıldığını keşfetti.
Verilen örnekler, Çin’ in Shandong eyaletindeki kırsal bir sanayi kasabası olan Xingfu’ ya dayanıyor ve bu bölge, bilim insanının da işaret ettiği aynı bölge. Güney Kore ve Japonya’daki yerlerden atmosferik gözlemler alan araştırmacılar, bu CFC’ lerin doğu Asya’dan gelip gelmediğini anlamak için küresel izleme verilerini ve atmosferik kimyasal hareketleri karşılaştırdılar ve en çok CFC-11 kaynağı olarak şüpheli yeri tespit ettiler.
Shandong ile birlikte yakınındaki Hebei eyaleti de suçlandı. Her iki bölge de, ulusun imalatına büyük ölçüde dâhil olan büyük sanayi üreticileriydi ve kimyasallar aslında burada üretilmese de, yakınlarda bir yerde endişe verici oranlarda yayılmaktaydı.
Yazarlar,“Böyle bir artışa neden olmak için 2014 ve 2017 yılları arasında Çin’in son zamanlarda tahmin edilenden 10 kat daha fazla buzdolabı imha etmesi ve imha edilmesinden kaynaklanan yeni CFC’lerin havaya karışması gerekmektedir.
Veya daha büyük ve daha fazlası eski binanın yıkılmasından kaynaklanan CFC’ lerin 20 yıl boyunca (2020-2040) açığa çıkmasından kaynaklanmaktadır.” Diye yazdı. Bu fabrikalar ne yaptıklarını bilseler de bilmeseler de eylemleri sadece ozon tabakası için değil, aynı zamanda iklim krizi için de ciddi bir tehdit oluşturuyor.
CFC-11 atmosferde güçlü bir ısı tutma etkisine sahip, bu nedenle salınım olduğu gibi devam ederse, uzmanlar 16 kömürle çalışan elektrik santralinin ürettiği CO2 miktarına eşdeğer bir ısı tutumu olacağını söylüyor.
Çin şu anda dünyadaki poliüretan köpüğünün yaklaşık üçte birini üretiyor ve şu ana kadarki CFC’ ler yalnızca zaten imal edilmiş olanın sadece bir kısmını temsil ediyor olabilir. CFC-11’in geri kalan kısmı hala yavaşça yayılan bir köpük deposunun içinde sıkışıp kalmış olabilir ve bunu kesin olarak bilmenin tek yolu bu işten sorumlu kişileri bulmaktır.
Maalesef yeni araştırma, suçluya daha fazla yaklaşamıyor, bu nedenle CFC’ lerin bu iki Çin bölgesi arasında mı yaygın yoksa sadece birkaç kaynaktan mı ibaret hala kesin değil. Şimdilik, av devam ediyor.
Bu çalışma Nature‘da yayınlandı.
Editör / Yazar: Emre TÜRKMENOĞLU
ozonu bukadar deldilerse cilt kanserlerinde patlama olucak demektir bu çinliler başımıza iş açıcak
Her geçen gün daha fazla fark edilebilir bir hal alıyor. Allah yardımcımız olsun.
bu çinliler ucuz olsun diye sağlığa zararlı şeyler üretmeye devam ederler ise birgün kendi kendilerinin sonunu getirecek duruma gelecekler.