İnsanlar antik çağlardan beri evrende yalnız olup olmadığımızı merak ediyorlar. Jeolojik kayıtlardan biliyoruz ki, gezegenimizin ortamı onu destekleyecek kadar kararlı olduğu anda hayatın nispeten hızlı bir şekilde başladığını gösteriyor.
Ayrıca, bugünün teknolojik medeniyetini üreten ilk çok hücreli organizmanın, yaklaşık 4 milyar yıl boyunca evrimleşmesinin çok daha uzun sürdüğünü biliyoruz.
İlginizi çekebilir: Çok hücreli hayvanlar nasıl gelişti?
Ancak, yaşamın Dünya’da ilk kez ne zaman ortaya çıktığını bilmesine rağmen, bilim insanları hala yaşamın nasıl oluştuğunu anlamıyorlar, bu da evrende başka bir yerde yaşam bulma olasılığının etkilerini arttırıyor.
İlginizi çekebilir: Dünya dışı yaşam arayışımızdaki 11 gerçek

Bugün Ulusal Bilimler Akademisi’nde yayınlanan yeni bir makalede, Columbia’nın Astronomi Bölümü’nde Yardımcı Doçent olan David Kipping, Bayes çıkarımı adı verilen istatistiksel teknik kullanan bir analizin, yabancı dünyalarda ne kadar karmaşık dünya dışı yaşamın gelişeceğine dair ışık tutabileceğini gösterir.
İlgili makale: Farkına Varmadan Her Gün Kullandığınız Matematiksel Formül: Bayes Teoremi
Kipping, “yaşamın hızlı ortaya çıkışı ve insanlığın geç evrimi, evrimin zaman çizelgesi bağlamında kesinlikle düşündürücü” olduğundan bahseder. “Ancak bu çalışmada gerçeklerin bize ne söylediğini ölçmek mümkündür.”
Kipping analizini yürütmek için, yaşamın en eski kanıtların kronolojisini ve insanlığın evrimini kullandı. Dünya tarihinin tekrarlanıp tekrarlanmayacağını, yaşamın ve aklın ne sıklıkla yeniden ortaya çıkmasını bekleyeceğimizi sordu ve saati tekrar tekrar çalıştırdı.
Sorunu dört olası cevap ile şekillendirdi:
⦁ Hayat yaygındır ve sıklıkla zeka geliştirir,
⦁ Hayat nadirdir, ancak sıklıkla zeka geliştirir,
⦁ Hayat yaygındır ve nadiren zeka geliştirir.
⦁ Son olarak hayat nadirdir ve nadiren zeka geliştirir.
Kanıt veya bilgi edildikçe bir hipotez olasılığını güncellemek için kullanılan Bayes İstatiksel Çıkarım Yöntemi, modellenen sistem hakkındaki önceki bulguları belirtir ve gelecek olan sonuçların olasılıklarını koymak için verilerle birleştirilir.
Kipping, bunun “teknik bahis oranlarına benzediği” ni dile getiriyor. “Bu, görüşe karşı yeni kanıtların tekrar tekrar test edilmesini teşvik eder, özünde bir olayın olasılığı hakkındaki tahminlerinizi tasfiye etmenin olumlu bir geri bildirim döngüsü.” olacağını söyler.

Bu dört hipotezden Kipping, modelleri birbirine karşı tartmak için Bayes Matematiksel Formülleri kullandı. Kipping,” Bayes çıkarımında, önceki olasılık dağılımları her zaman seçilmelidir. Ancak burada önemli bir sonuç, ortak yaşam senaryolarını nadir yaşam senaryolarıyla karşılaştırırken, ortak yaşam senaryosunun her zaman nadir olandan en az dokuz kat daha muhtemel olmasıdır.” şeklinde açıklıyor.
Analiz sonuçlarına bakıldığında, yaşamın dünya okyanuslarının oluşumundan 300 milyon yıl sonra Karbon 13 tükenmiş Zirkon yataklarında ortaya çıktığına dair kanıtlara varılmaktadır. Kipping, aklın ne sıklıkta geliştiğinin gerçek değerine bağlı olarak, oranın en az 9:1 veya daha yüksek olduğunu vurgular.
Kipping’in sonucu, benzer koşullara ve evrimsel zaman çizelgelerine sahip gezegenlerin Dünya’ya ortak olması durumunda gezegenlerde ortaya çıkan küçük bir sorun meydana gelebilir. Ve bu dünya dışı yaşamların karmaşık, farklılaşmış ve akıllı olabileceği ihtimali nedir?
Bu durumda , Kipling’in araştırması daha az güvence verdi. Akıllı yaşam lehine bulgular sadece 3:2 oranında karşımıza çıktı. Bu sonuç, Dünya’nın yaşanabilir penceresindeki insanlığın geç ortaya çıkışından kaynaklanıyor. Gelişiminin ne kolay ne de garantili bir süreç olmadığını gösteriyor. Kipping bunun üzerine “Dünya’nın tarihini tekrar canlandırsak, zekanın ortaya çıkması aslında biraz olası değildir.” dedi.
Kipping, çalışmadaki oranların çok yoğun olmadığını, 50:50’ye oldukça yakın olduğunu ve bulguların bir hipoteze karşı biraz ısrarla daha fazlası olarak ele alınması gerektiğini belirtti.
Kipping, “analiz kesinlik veya garanti veremez, sadece burada Dünya’da olanlara dayanan istatistiksel olasılıkların” olduğunu dile getirdi.
“Yine de cesaret verici bir şekilde, yaşamla dolu bir evren için durum tercih edilen bir iddia olarak ortaya çıkıyor. Dünya dışındaki dünyalarda akıllı yaşam arayışı hakkında hiçbir şekilde heves kırılmamalıdır.”
BEYDA GÜLAL