Anoreksiya nervoza (anoreksi), gıda alımında tutarlı bir azalma, yeme bozukluğu, kilo alma korkusu ve vücutta bozulma ile karakterize psikolojik bir hastalıktır. Daha basitçe anlatmak gerekirse, Anoreksiya nervoza, insanların kilo ve yiyecekleri konusunda takıntılı olmalarına neden olan bir yeme bozukluğudur.
Anoreksiya nervoza terimi ilk kez 1873 yılında William Gull tarafından bu hastalığı tanımlamak için kullanılmıştır.

Anoreksiya Nervoza dünyanın en ölümcül akıl sağlığı bozukluğudur. Akıl sağlığı bozuklukları bu dünyada baş etmesi ve üstesinden gelmesi en zor olan şeylerden biridir. Son yıllarda, gelişmekte olan bir bilim dalı olarak evrimsel psikiyatri, ruhsal bozuklukları evrimsel bir bakış açısıyla inceliyor. Anoreksi gibi yeme bozukluklarının evrimsel işlevleri mi yoksa modern yaşam tarzından kaynaklanan sorunlar mı olduğu halen tartışılmaktadır.
Travmayla tetiklenebilen, genetik olarak geçebilen ve yaşayan herkes için oldukça zor olan akıl sağlığı bozukluklarının boyutları da çok büyük ve ciddi olabiliyor.
Bipolar bozukluk, depresyon, şizofreni, çoklu kişilik bozuklukları, çeşitli kaygı bozuklukları, panik atak gibi bozukluklar da mücadele edilmesi en zor olanları.
Eğitimsiz toplumlarda bu tip bozukluklara sahip bireyler sosyal izolasyona maruz kalmamak için maalesef kendilerini yeterince ifade edemiyorlar ve yardım istemeye çekiniyorlar.
Belirtmekte fayda var. Her ne hissediyorsanız, düşünüyorsanız ve yaşıyorsanız çok önemlisiniz ve her zaman konuşabileceğiniz düşüncelerinizi paylaşabileceğiniz insanlar var. Yardım istemekten ve kendinizi açmaktan çekinmeyin.
Öte yandan ölümcül psikolojik hastalık denilince akla önyargılarla veya izlediğimiz filmlerden dolayı akıllarımıza kazınan birkaç hastalık geliyor olabilir. Ancak dünyanın en ölümcül akıl sağlığı bozukluğu Anoreksiya Nervoza.
Nedir Bu Anoreksiya Nervoza?
Ergenlik döneminde hormonların değişmesi, farklı sosyal ortamlara girilmesi, beden algımızın yeni yeni oluşmasıyla ve yanlış etkilenmelerle ortaya çıkan bir yeme bozukluğu aslında anoreksi.
Anoreksi oldukça sinsi ve kilo alma fobisiyle ortaya çıkan, aşırı egzersiz yapma, yemek yememe, kalori sayma gibi davranışlara yol açan bir hastalıktır.
Hem bedeni hem de zihni etkileyen bu yeme bozukluğu, kronik yorgunluğa, halsizliğe, vücudun yeterli besinleri alamamasından dolayı aşırı kilo vermeye, adet düzensizliklerine, bağırsak problemlerine, bağışıklık sisteminde zayıflamaya, hafıza problemlerine ve ölüme sebep olur.
Ciltte kurulup sebebiyle grilik görülebilir. Hastaların kalp hızı ve tansiyonu düşüktür. Saçlar kırılgan ve cansız gözükür ve vücut ısısı ve kemik densitesinde azalma görülür. Vücut tüylerinde artış görülür. Amaç vücudu sıcak tutmaktır.
Hastalar, kilo almamak için laksatif ve idrar söktürücü kullanabilir, yedikleri yemekleri kusarlar. İştahları bir süre sonra yok olduğu için hiç beslenmemeye başlarlar. Hastalar genelde 12-20 yaş aralığında ailevî, okul, işle alakalı veya duygusal konularda çöküntü yaşayan bireylerdir.
Anoreksi hastalarında erken teşhis ise çok önemlidir. Geriye dönülemeyecek noktalara gelmeden vücudun eski düzenine sokulması ve beslenmesi amaçlanır.
Belirtileri nelerdir?
Anoreksiya nervoza ‘nın yaygın belirti ve semptomlarından bazıları şunlardır:
- Vücut şekli, ağırlığı ve/veya görünümü ile meşgul olma
- Yoğun kilo alma korkusu
- Yiyecek veya yiyecekle ilgili faaliyetlerle meşgul olma
- Olumsuz veya çarpık beden imajı, sağlıklı kiloda veya düşük kilodayken kendini şişman olarak algılama
- Düşük benlik saygısı (örneğin suçluluk, özeleştiri, değersizlik)
- Katı düşünme (“siyah beyaz”, “iyi ve kötü” yiyecekler)
- Kontrolden çıkmış hissetmek
- Ruh hali
- Anksiyete veya depresyon
- Yemek saatlerinde artan kaygı
- Vücut şekli, kilosu, görünümü, yeme veya egzersiz alışkanlıkları hakkındaki yorumlara veya eleştirilere karşı artan hassasiyet
- İntihar veya kendine zarar verme düşünceleri veya davranışları
- Sürekli veya tekrarlayan diyet, kısıtlayıcı veya katı yeme alışkanlıkları
- Aşırı veya zorlayıcı egzersiz
- Giyim tarzındaki değişiklikler
- Bozulmuş okul veya iş performansı
- Yemekle ilgili takıntılı ritüeller
- Yemek tercihlerindeki değişiklikler
- Yemek yemekten sık sık kaçınma, yememek için bahaneler üretme
- Yiyecek içeren sosyal durumlardan sosyal geri çekilme veya kaçınma
- Tekrarlayan veya takıntılı vücut kontrol davranışları
- Yiyeceklerle ilgili aldatıcı veya gizli davranışlar
Anoreksiya nervoza, zihni ve bedeni fiziksel olarak çeşitli şekillerde etkileyebilir. Anoreksiya nervoza ‘nın fiziksel olarak belirti ve semptomlarından bazıları şunlardır:
Beyin – yiyecek/kalori ile meşgul olma, kilo alma korkusu, baş ağrısı, bayılma, baş dönmesi, ruh hali değişimleri, anksiyete, depresyon
Saç ve cilt – kuru cilt, kırılgan tırnaklar, ince saç, kolayca morarır, sarı ten, vücudun her yerinde ince beyaz saç büyümesi (lanugo denir), soğuğa karşı toleranssızlık
Kalp ve kan – zayıf dolaşım, düzensiz veya yavaş kalp atışı, çok düşük kan basıncı, kalp durması, kalp yetmezliği, düşük demir seviyeleri (anemi)
Bağırsaklar – kabızlık, ishal, şişkinlik, karın ağrısı
Hormonlar – düzensiz veya eksik dönemler, libido kaybı, kısırlık
Böbrekler – dehidrasyon, böbrek yetmezliği
Kemikler ve kaslar – kemik kalsiyumu kaybı (osteopeni), osteoporoz, kas kaybı, halsizlik, yorgunluk
Anoreksi Vücuda ve Beyne Nasıl Zarar Verir?

Yetersiz kalori alımı: Beyniniz vücut ağırlığınızın yalnızca %2’sini oluşturur, ancak tükettiğiniz kalorinin %20 ila 30’unu ve vücudunuzdaki oksijen ve kan akışının %20’sini kullanır. Vücudu kronik açlık moduna sokmak, beyninizin en iyi şekilde çalışması için ihtiyaç duyduğu kaloriyi almadığı anlamına gelir.
Beyin yapısındaki değişiklikler: Araştırmalar, anoreksi olan kişilerin gri madde hacimlerinde azalma olduğunu buldu. Gri madde, beynin kas kontrolü ve görme ve duyma, hafıza, duygular, konuşma, karar verme ve öz kontrol gibi duyusal algıya dahil olan bölgelerini içerir.
Bilişsel işlevi azaltır: Menstrüasyonu durmuş kadınlar arasında yapılan bir beyin görüntüleme çalışmasında, beyin yapısındaki değişikliklerin yanı sıra bilişsel yeteneklerde düşüşler kaydedildi.
Beraberinde meydana gelen akıl sağlığı bozuklukları: Araştırmalar, anoreksi olan kişilerin yaklaşık % 50’sinin obsesif kompulsif bozukluk ve sosyal fobi dahil olmak üzere anksiyete bozukluklarından muzdarip olduğunu göstermektedir.
Depresyon ise anoreksi olan bireylerin yaklaşık % 33-50’sinde görülür. Yeme bozukluğu olan kişilerde sıklıkla görülen diğer akıl sağlığı sorunları arasında TSSB ve madde bağımlılığı bulunur.
Anoreksiya nervoza nedenleri?
Uzmanlar anoreksi bozukluğuna neyin sebep olduğunu henüz bilmiyorlar. Genellikle düzenli diyet olarak başlar. Zamanla aşırı ve sağlıksız kilo kaybına yol açabilir. Şişmanlama korkusundan dolayı aşırı diyet ve gıda sınırlayıcı hileler kullanabilirsiniz.
Anoreksi iki alt tipe sahiptir:
Kısıtlayıcı tip. Bu tür anoreksiyaya sahip kişiler, ne kadar yiyecek yediklerini ciddi şekilde sınırlar. Bu genellikle karbonhidrat ve yağ oranı yüksek yiyecekleri içerir.
Bulimia nervoza tipi. Bulimialı insanlar çok fazla yemek yer ve sonra kendilerini kustururlar. Bağırsaklarını temizlemek için çok miktarda müshil veya başka yöntemler kullanabilirler.
Neden Ölümcül?
Anoreksi gibi yeme bozukluklarının bu kadar ölümcül olmasının bir nedeni de, ciddiye alınmamalarıdır. Bu koşullar genellikle önemsiz olduğu gerekçesiyle reddedilir. Aile üyeleri ve sevdikleriniz, mücadele eden kişinin sadece “bir aşamadan geçtiğini” ve “bundan kurtulacağını” düşünebilir.
Psikolojik rahatsızlıklar arasında ölüm oranı en yüksek olan anoreksiya nervoza ‘dır.
Yapılan bir çalışmada, anoreksiya nervoza bozukluğu olan bireylerin ölüm oranı 5,35 olarak çıktı – yani, genel popülasyonda eşleştirilmiş akranlarına göre ölme olasılıkları beş kat daha fazla.
Loughborough Üniversitesi bir araştırma için, yeme bozukluğu teşhisi konmuş 1000 hastayı inceledi. Yine, anoreksi bozukluğu olan kişilerin yeme bozukluğu olan hastalar arasında en yüksek ölüm oranlarını yaşadığı görüldü. Anoreksi, sağlıklı kişilere kıyasla bir kişinin ölümünü beş kat artırır. Bu da anoreksinin diğer yeme bozukluklarından kabaca üç kat daha ölümcül olduğu anlamına gelir.
Üzücü olansa anoreksi bozukluğu olan insanlar genellikle iki nedenden birinden ölürler. Ya vücutları besinsizlikten dolayı ‘kapanır’ ya da birey intihar eder.
İyileşme ve tedavi
Uzun yıllardır hastalıkla yaşıyor olsanız bile anoreksiden kurtulmak mümkündür. İyileşme yolunda ilk adım yardım istemektir. Sizi destekleyen doğru kişiler ve yüksek düzeyde bağlılık ile anoreksiyadan kurtulabilirsiniz.
Anoreksi inanılmaz derecede ciddi bir akıl hastalığıdır ve herhangi bir psikiyatrik hastalıktan en yüksek ölüm oranına sahiptir. Aşırı gıda kısıtlaması açlığa, yetersiz beslenmeye, ciddi zihinsel sıkıntıya ve intihara yol açabilir. Bununla birlikte, anoreksiden tamamen iyileşme mümkündür.
Tedavisi ise, psikolog ve diyetisyen gibi sağlık uzmanıyla çalışmayı içerebilir. Kanıta dayalı tedavi yaklaşımları hakkında daha fazla bilgiyi buradan edinebilirsiniz.
İyileşmenin aynı zamanda sürekli öğrenmeyi, kendi kendine yardım etmeyi ve akran desteğini de içerdiğini unutmayın.
Yaşanmış deneyim perspektifi

“Seni iyileşmeye zorlayacak sihirli bir kelime, reçete veya motivasyon konuşması yok. Bu seçimi sadece sen yapabilirsin. Bu seçim, yeme bozukluğunuzun sizi hissetmeye zorladığı yalnızlığı ve izolasyonu ortadan kaldıracaktır. Sağlık ve mutluluğa doğru daha büyük adımlara dönüşen küçük adımlar attım.
Herkes size iyileşmenin buna değdiğini söyleyecektir. Her seferinde biri bana aynı şeyi söylediğinde benim yaptığım gibi gözlerini devireceksin. Sonra bir gün, kafamın üzerinde asılı yeme bozukluğu bulutu olmadan dışarı çıkmak, kumsala gitmek, köpeğimle oynamak ve sevdiklerimle vakit geçirmek istediğimi fark ettim. Bu nedenle, bu hastalıktan kurtulanların hepsinde bulunan güçlü iradeli tutumu üretken bir şeye kanalize edin. Sizi ve etrafınızdaki herkesi kazandığınız savaştan inanılmaz derecede gururlandıracak bir yolculukta küçük adımlar atın.”
Sonuç
Tehlikeleri ortada olan bu rahatsızlığın önüne geçmek için 12-20 yaş arası genç bireylere vücut farkındalığı kazandırılmalı, beden algıları bozulmamalıdır. Hastalık sinsi olduğundan dolayı aileler, çocukların beslenme alışkanlıklarını yakından takip etmelidir. Genç bireylerin akli durumları önemsenip, gözlemlenen davranışlara karşı; “kendi kendine geçer”, “şımarık olma”, “ilgi çekmeye çalışma” gibi söylemlerde bulunulmamalıdır.
Unutmamak gerek ki her zorluk, hastalık ve problem birlikteyken atlatılabilir. Eğer böyle bir sıkıntınız varsa içinize atmayın ve paylaşın. Yardım etmek isteyen yüz binlerce insan olarak bizler buradayız.
Günsuhan Aytaç