Kokular, yeme davranışını etkilemeden yağ depolamasını düzenler. C. eleganslarda ( bir tür ipliksi solucan) bulunan yağ metabolizmasını nasıl düzenlediğini inceleyip takibe alan Baylor Araştırmacıları, koku alma sinyallerinin, iştah veya yeme alışkanlıklarına bir etki yapmadan, yağ depolama mekanizmalarını başlatıp sonlandırabildiğini öne sürüyorlar.
Bu ipliksi solucanlar, koklama sistemlerinin basit olması sebebiyle seçildiler. C.elegans ( ipliksi solucanlar) yatkın oldukları bir dizi küçük kokuları tespit etmek için kombine ederek kullandıkları sadece 3 çift olan koklama nöronu taşıyorlar. İnsan vücudu da benzer ama daha kompleks bir yapıda. İnsanlardaki sistem, 10 ile 20 milyon koku alma nörona sahip ve kirli ya da temiz olsun daha geniş yelpazede kokuları ayırt edebilir durumda.
İlginizi çekebilir: İnsanlardaki Koku Duyusu Düşündüğümüzden Daha Güçlü
Belli Kokuların Varlığı Ya da Yokluğu Yağ Metabolizmasını Kontrol Ediyor

Baylor Huffington Yaşlanma Merkezinde Doktorasını yapmış olan Dr. Ayşe Sena Mutlu önderliğindeki araştırma ekibi, bağırsaktaki yağ depolama mekanizmalarını kontrol eden nöroendokrin yollarına giden seçici nöral devredeki etkileri yakından inceleyerek, solucanlardaki canlı koku nöronlarını aktive etmek için optojenik ışık stimülasyonu kullandı.
Bir grup tedavisiz kontrol solucanının yanına yerleştirilmiş siniri uyarılmış solucanlar yediklerinde, hareket ettiklerinde veya dışkıladıklarında her hangi bir miktarda önemli bir fark göstermediler. Ancak on iki parmak bağırsaklarındaki yağ seviyelerinde ciddi bir fark vardı; bu da belli kokuların varlığı ya da yokluğunun yağ metabolizmasını kontrol etme gücüne sahip olduğunu göstermiş oldu.
‘Sadece ne yediğimize değil ne kokladığımıza da dikkat etmek zorunda kalabiliriz.’

Baylor Howard Hughes Tıp Enstitüsü Araştırmacısı ve aynı zamanda Huffington Yaşlanma Merkezi üyesi olan Moleküler ve İnsan Genetiği Profesörü Dr. Meng Wang, daha fazla araştırmanın gerekli olması gerektiğini ancak gene de belli kokuların kilo kaybı ile sonuçlanan yağ metabolizmasındaki değişimleri tetikleyebileceğinin mümkün oluğunu dile getirdi. Sadece ne yediğimize değil ne kokladığımıza da dikkat etmek zorunda kalabiliriz diye ekledi.
Dr. Mutlu, araştırmanın aynı zamanda; eğer ki koku alma sinirlerinin bozulması (dejenerasyon) bağırsağa önemli mesajları iletmesine engel olmasına sebep oluyorsa, Alzheimer ve obezite gibi nörolojik dejeneratif (beyindeki nöron kaybı ile ilgili) hastalıklarla arasındaki bağlantı için olası bir mekanizma olabileceğine dikkat çektiğini ifade etti.
Bu araştırma Nature Communications ‘da yayınlandı.