Maymunlar genetik olarak insana en yakın olan hayvanlar arasında yer alıyor. Genetik bakımdan insana bu denli yakın olan bir türün neden konuşamadığı ise bilim insanları tarafından uzun zamandan beri araştırılan bir konu.
Maymunların insana benzeyen tek yönleri genetik yapıları değil. Sosyal bakımdan da ve yaşayış şekilleriyle insana benzer iletişim kurma yolları maymunlarda görülüyor. Topluluklar halinde yaşayan maymunların kendileri arasında gelişmiş iletişim yetenekleri mevcut. Hatta Rhesus makakları benzeri türler mırıldanıp çığlık atabiliyor ve bebeklik dönemlerinde iletişim kurmaya çalışıyor.
İnsana en yakın maymun türü olan şempanzeler ile bonoboların kendi aralarında birbirinden farklı konuşma yöntemleri var. Bilim insanları tarafından maymunların niçin insan gibi konuşamadığına dair iki olası ihtimal üstünde duruluyor.
Bunlardan ilki insanın maymunları neden anlamadığına dair bir tez. İnsan beyninin primatlarla iletişim kurmak için gelişmediği söyleniyor. İkinci tez ise primatların ses tellerinin evrim süreçlerinde beklenmedik biçimde geliştiğini ön görüyor.
1970’lerde konuya dair yapılan incelemelerde ortaya bazı bulgular çıkmıştı. Buna göre; Makaklar insanda son derece gelişmiş olan supralaringeal ses borusundan yoksun, yani diğer bir deyişle insanların ağızlarında başlayan dilin kamburunu takip eden ve boğaza kadar uzanan alana sahip değiller.
Maymunlarda sorun konuşma eylemini yapacak anatomik yapının insanla benzer biçimde gelişmemiş olması. Maymun beyni konuşabilmek için doğru bir gelişim göstermiş olsa bile ses yolları gelişmediği için yeterli ses miktarını üretemiyor.
Bununla birlikte Neandertallerdeki ses yolları gelişiminin bebeklerinki gibi olduğu 1970’li yıllarda ispatlanmıştı. Bu araştırmada Neandertallerin tıpkı günümüzde bebeklerde olduğu gibi sınırlı bir konuşma kabiliyetine sahip olduğunu ortaya çıkardı.
Viyana Üniversitesi bilim insanlarından W. TecumsehFitch ise söz konusu olan bu görüşün geçerliliğini yitirdiğini iddia ediyor. Fitch ve ekibi geçen Aralık ayında konuya dair ciddi bir araştırma yaptı. Rhesus makakları üzerinde yapılan araştırmada doğal yollardan ölen bir maymunun üzerinde otopsi yapıldı. Bu otopsi ile birlikte canlı bir maymunun dil hareketleri gözlendi ve maymunların ses aralıkları hesaplandı.
Söz konusu araştırma maymunları ses aralıklarının insana göre çok düşük seviyede olduğunu ortaya koydu. Bu sebeple bir maymun E gibi tiz bir sesi üretemiyor. 1970’lerde Lieberman tarafından ortaya konan araştırmalar o dönem ekibinde olan öğrencisi Fitch tarafından geliştirildi.
Fitch maymunların boğaz bölgesindeki hava akışını haritalandırdı ve maymunların üretebileceği bir dizi konuşma sesi üretti. Sonuç olarak makağın fonetik potansiyelinin 1969 yılında ortaya konandan sekiz kat büyük olduğu anlaşıldı.
Ekip tarafından onların neler yapabileceğinin küçümsendiği açıklaması yapıldı. Yeni yapılan çalışma 1970’lerde Lieberman tarafından ortaya konan Neandertallerin günümüz modern bebekleriyle benzer ses borusu özellikleri olduğu sonucunu doğruluyor.
Kaynak: http://www.providencejournal.com/news/20170707/why-dont-monkeys-talk-theyre-not-telling
Bir yorum