1970’lerde yapılan tuhaf bir deney, kafa naklinin primatlarda mümkün olduğunu kanıtlamıştı; şimdi bir İtalyan cerrah bunun insanlar için de mümkün olabileceğini iddia ediyor.
2013 senesinde, ABD merkezli bir tıp dergisi olan Surgical Neurology International’da alışılmadık bir makale yayınlandı.
Eser İtalya’da bulunan “Turin Advanced Neuromodulation Group”tan Sergio Canavero isimli bir cerrah tarafından kaleme alınmıştı ve alışılmışın dışında bir başlığı vardı: CENNET*, veya “kafa anastomozu girişimi”.

Makale radikal bir ameliyat protokolü öneriyordu ve buna göre iki ayrı ekip, uyum içinde çalışarak, her bir hastanın boynunda derin kesikler açarak, karotis ve vertebral arterleri, şah damarlarını ve omurgayı ortaya çıkarmak için tüm anatomik yapıları dikkatlice ayırabilir ve daha sonra teoride bir hastanın kafası başka bir hastanın vücuduna nakledilebilirdi.
”birazdan anlatacağım şeyler sizi yerinizden zıplatacak”
Kulağa inanması güç geliyor ve çoğu kişi için durum böyle olmalı ki Canavero’nun yaptığı TEDx konuşması, yayınlanmasından kısa bir süre sonra kuruluş tarafından yayından kaldırıldı.
Fakat bu olay videonun yarım milyon kişi tarafından izlenmesine ve Canavero’ya eleştirmenlerce “hayalperest”, “James Bond kötü adamı” ve tabii ki “Dr. Frankenstein” gibi sıfatlar atfedilmesini engelleyemedi.
52 yaşındaki dazlak İtalyan cerrah sahneye balıkçı yaka bir kazak ve kot pantolonla yani Steve Jobs’un cerrah olan bir versiyonu gibi çıkmıştı ve şöyle demişti: “Bütün uzmanlar yanlış biliyor, şimdi koltuklarınıza sıkıca tutunun çünkü birazdan anlatacağım şeyler sizi yerinizden zıplatacak”
Canavero omurga kaynaştırma veya Rusya’daki milyarderlerin yeteri kadar vücut klonlayabilirlerse, klonların kafalarını kendilerine naklederek sonsuza kadar yaşayabilecekleri gibi farklı teorilere sahip biri.
Sahnede kusursuz bir özgüvenle, “kadınları baştan çıkarma” konulu bir kitabın yazarı olmakla övünen, sığır eti yemeyen, jiujitsu yapan ve karın kasları hakkında konuşmayı seven bir tip.
Ama aynı zamanda o, Parkinson hastaları için kortikal beyin uyartısını (motor sinirlerin beynin derinliklerinde manyetik olarak uyarıldığı bir süreç) başarılı bir şekilde tanıtmış, merkezi sinir sisteminin işlev bozuklukları hakkında ders kitapları yazmış ve 100’den fazla hakemli yayını olan bir bilim adamı. Ve tabii ki kafa naklinin mümkün olduğunu düşünen biri.
Böyle düşünülmesinin nedeni aslında bunun zaten yapılmış olması
Bahsi geçen olay 1971 yılında Ohio, Cleveland’daki küçük bir Beyin Araştırma Laboratuvarında yaşandı. İri yapılı, siyah çerçeveli gözlükler takmış, sürekli piposunu tüttüren kel bir beyin cerrahı, bir maymunun kafasını diğer bir maymunun vücuduna nakletti. Ve bu maymun yaşayabildi; yani yeni vücudunda kendine geldi, doktorları tanıdı ve hatta bir tanesini ısırmaya çalıştı.
Aslında, Canavero’nun kendi makalesinde ameliyatı tanımlamak için kullandığı kelimeler, baş cerrah Robert White ve ekibi tarafından yayınlanan makaleden alınmıştı.
Diyagramlar, planlar, protokoller ve hatta bir film bile vardı: “İşte kafa böyle yerinden çıkarılır, ve bu şekilde yerine konur”
Dr. White, onun deneyleri ve deneylerinin ortaya koyduğu felsefi ve etik sorular hakkında bir kitap yazdım. Bu sorulardan bazıları “Yaşam ve ölüm arasındaki bulanık çizgi nerede?”, “Bir vücut beyninden daha uzun yaşarsa ki buna beyin ölümü diyoruz (sonsuza kadar koma) ve organların bağışlanmasına izin veriyoruz, peki beyin vücuttan daha uzun yaşadığında ne olur?”, “Maymun kafası, dokuz gün boyunca bir başka vücutta yaşadı…
Bu durumda teknik olarak hangi maymun yaşıyordu?”, “Beyin ve beden, zihin ve benliğin bu tuhaf bileşiminde “biz” nerede yaşıyoruz?” Kitabın adını White’ın hayattaki iki lakabından esinlenerek verdim: Bay Mütevazı ve Dr. Kasap. Canavero gibi Dr. White’ın lakaplarından biri de Frankenstein’di. (White’ın favori kitaplarından biri.)
Omurilik olmadan sinir uyarılarını yönlendirmenin pek bir önemi yoktu
Esasen Dr. White’ın istediği şey insanların hayatlarını ya da en azından ruhlarını kurtarmaktı. (Bir Katolik olarak ruhların beyinde yaşadığına inanıyordu.) Ama bilinen şekliyle hastaları kesmek, onları felç etmek manasına gelirdi, yani çok elverişli bir ameliyat biçimi denemezdi. Bu yüzden Canavero’nun başka fikirleri var.
Başlangıç olarak, Canavero ameliyathanesinde kullanacağı bir vinç sayesinde ampütasyon sonrası kafa ve gövdenin hizalanacağı, hastaya PEG(Perkütan Endoskopik Gastrostomi,Normal sindirimin mümkün olmadığı durumlarda tercih edilen ve bir tüp aracılığıyla besinlerin doğrudan mideye verilmesine olanak sağlayan tıbbi işlem)uygulanırken (sözde) bir elektriksel uyarı ile kopmuş omurilik boyunca bir iletişim kuracağı yani bir bakıma kafayı vücudun üzerinde askıda tutabileceği bir düzenek planlamıştır.
Bunun henüz etkili olduğu kanıtlanmadı fakat bu şeklide bir nakil, White’ın maymun ameliyatlarından daha zahmetli olurdu: çünkü tüm kas dokuları ve sinirler birbirine yeniden örülmek zorunda kalacaktı.
Dr. White bunu çok problem etmemişti, çünkü omurilik olmadan sinir uyarılarını yönlendirmenin pek bir önemi yoktu. Canavero bile sinirlerin ve kasların hemen yeniden çalışmasını beklemiyor, çünkü vücudun, motor iyileşme belirtileri görünene kadar yaşam desteğine bağlı olması gerekiyor.
Peki, kimin vücudundan bahsediyoruz?
Kısa bir süreliğine Canavero bu operasyon için istekli bir hasta bulmuştu gerçi White’ın da bir tane gönüllüsü vardı fakat operasyon için ömrü vefa etmemişti.
Günün sonunda Canavero’nun hastası da operasyondan vazgeçti. Rus Valery Spiridonov, kasları yok eden ve vücudun hareket etmesine yardımcı olan nöronları öldüren genetik bir hastalık olan Werdnig-Hoffmann hastalığından muzdaripti.
Gönüllü olduğunda bekardı, ancak operasyon tarihi belirlenmeden önce karısıyla tanışıp evlendi ve “pahalı bir ötenazi ” olarak nitelendirdiği bu operasyonla ilgilenmediğine karar verdi. Yani Spiridonov’un ameliyata inancı yoktu ya da belki cerraha…
Kafa naklinin öncüsü Dr. White, başından beri her hayatın yaşamaya ve kurtarmaya değer olduğu konusunda ısrar etmişti. Yine de bir kafa nakli için devam eden bu umut, beka hatta ölümsüzlük konusunda eş temelli bir umut içerir.
Parçalar sonsuza kadar değiştirilebilseydi, beyinler sonsuza kadar sürdürülebilseydi, bu ne anlama gelirdi?
Bunun cevabı Canavero’nun Rus milyarderler hakkında yaptığı saçma yorumda: Vücut nakli eğer mümkün olsa bile ayrıcalıklı bir kesime hitap edecek.
Futurism dergisinde çıkan bir makale bu konuda şöyle yakınıyordu: “Yalnızca erkekler bedenlerin başka bir yere aktarılabileceğine inanacak kadar aptal olabilir. Bu onların ayrıcalıklarının bir parçası […] Sanki bu beden kişiliğin ayrılmaz bir parçası değil de bir aksesuarıymış gibi […] Sanki tuhaflıkları ve kimyasal döküntüleri aklımızın her kıvrımına yazılmamış gibi.”
Ancak bedenlerimiz tekil varlıklar değil
Kafa naklinin mümkün olduğunu düşünmek neredeyse Kartezyen ikiciliğe inanmayı, yani zihni ve bedeni tamamen ayrı şeyler olarak görmeyi gerektirir- bir başka deyişle bir et yığınını kontrol eden ego. Ancak bedenlerimiz tekil varlıklar değil, aksine hücresel aktivite ile uyum içinde çalışan bakteri ve mikrop evrenidir.
Tam olarak yediğimiz şey olmayabiliriz, ancak tek başına bağırsağın, ruh halinden ağrı tepkisine kadar beyni şaşırtıcı şekillerde etkilediği kanıtlanmıştır.
- Bu durumda bir kafa nakli gerçekten neyi başarır?
- “Benliği” yeniden düzenler, geliştirir veya yok eder miydi?
- Ölümün kurallarını yeniden yazar mıydı?
- Yoksa diğer pek çok teknoloji gibi “sahip olanların” daha fazlasına sahip olmasının başka bir yolu mu olurdu?
Dr. White ölmeden önce, Scientific American’ın özel sayısı Your Bionic Future için keleme aldığı makalede : “Her zaman bilim kurgu konusu olan, Frankenstein efsanesindeki gibi bir insanın çeşitli vücut parçalarının birleştirilerek inşa edilmesi konusu, tahmin ediyorum ki 21. yüzyılın başlarında klinik bir gerçeklik haline gelecek.” demişti.
Yirmi yıl sonra, 2019 yılının Mart ayında Canavero (meslektaşı Xiaoping Ren ile birlikte) maymunların ve köpeklerin omuriliklerini tamamen kesip sonra tekrar bir araya getirdiklerini iddia eden iki makale yayınladı. Hayvanların ameliyattan sonra yürüyebileceklerini iddia ettiler.
Hikaye USA Today’de patladı ve sonrasında Xiaoping Ren kendisi ile yapılan bir söyleşide, bulguların insan denemelerinin başlatılması gerektiğinin kanıtı olduğunu öne sürdü.
Tüm aksiliklere, tüm felsefi ikilemlere ve etik sorunlara rağmen, Dr. White’ın sözleri hala kehanet niteliğinde olabilir.
Kısmen 1971’de oluşturduğu protokoller ve kısmen de bilimsel merakın olması gerekenden daha hızlı artması nedeniyle. Ve ilk insan kafasını nakletme arayışı devam ediyor, ne de olsa Pandora’nın kutusu ilk ameliyatla açıldı bir kere…
Çeviren:Emrah Soner Özdeş