Gökbilimciler mars atmosferinde büyüleyici yeşil bir parıltı tespit etti. Üst atmosferdeki güneş ışığı ile oksijen arasındaki etkileşimin neden olduğu soluk yeşil bir parıltı. Daha önce, bu parlaklık sadece tek bir yerde tespit edildi: Gökyüzünde. Mars atmosferindeki keşif, hem Dünya’da hem de başka yerlerde hava parıltısı çeken süreçleri daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır.
Bu bulguyu açıklan, Belçika’nın Liege Üniversitesinden gökbilimci Jean-ClaudeGerard, “Yeryüzünde görülen en parlak emisyonlardan biri gece parıltısından kaynaklanıyor. Daha spesifik olarak, başka bir gezegenin etrafında hiç görülmemiş belirli bir ışık, dalga boyu yayılan oksijen atomlarından ortaya çıkar.” dedi.

Gerard, bu yayılımın Mars’taki varlığının 40 yıldır tahmin edildiğini ancak TraceGasOrbiterTGO projesi sayesinde ilk kez açığa çıkarıldığını söyledi. Gerard, yeşil ışıltının oksijenin karakteristik özelliği olduğunu vurguladı.
Dünyadakiyıldız ışığı ve dağınık güneş ışığını çıkardığınızda bile, gökyüzü asla tamamen karanlık değildir, geceleri bile değildir. Atmosferdeki moleküller sürekli olarak çeşitli süreçlerden geçmektedir, bu da çeşitli dalga boylarında hafifçe parlamalarına neden olmaktadır.
Gece parıltısı daha önce Venüs, Mars’ta ve Dünya’da da gözlemlendi
Gece parıltısıysa auroralardan farklıdır. Gece parıltısı, güneş ışığının havadaki atom ve moleküllerle olan etkileşiminden kaynaklanıyor. Aurora ise atmosferik atomları iyonize eden ve gökyüzünde dans eden ışıklar oluşturmalarına neden olan güneş rüzgarından yüklü parçacıklar tarafından üretilir.
Gökyüzünün aydınlanması, güneş ışığı ile atmosfer arasındaki etkileşimden kaynaklanır. Gece parıltısı; gün boyunca güneş radyasyonu ile parçalanmış atomların, fotonlar şeklinde aşırı enerjilerini serbest bırakmasıyla oluşur. Gece parıltısı daha önce hem Venüs hem de Mars’ta ve Dünya’da da gözlemlenmiştir.

Gökbilimcilerin Mars atmosferinde bugünlerde gözlemledikleri şey, bitkin görünüşünün uçsuz bucaksız gün ışığı ile büyük ölçüde gölgelendiği göz önüne alındığında, tespit edilmesi daha zor olgu olan gün aydınlığıdır. Dünya üzerinde atmosferdeki moleküller güneş ışığını emdiğinde bu durum ortaya çıkar, bu da onlara ilk etapta emilen radyasyonla aynı ya da biraz daha düşük sıklıktaki radyasyon şeklinde yayılan fazla enerjiyi verir.
Uluslararası Uzay istasyonundan alınan Dünya’nın görüntülerinde, kamera doğrudan aşağıdan ziyade atmosferin tepesine baktığında, hava parlaması çok daha net gözlemlenmektedir. Kızıl gezegende, 1979’da böyle bir gün ışığı tahmin edildi. Ancak doğrudan Mars yüzeyine bakan Mars yörüngeleri şimdiye kadar onu tespit edemedi.
Böylece, ISS’den Uluslararası Uzay İstasyonu öğrenen ekip, Mars Discovery (NOMAD) aracı için nadir ve okültasyon , doğrudan Mars’a bakarak, Mars ufkuna doğru atmosfere bakmaya yönlendirdi. Bu konumdan, 20 ila 400 kilometre (12 ila 250 mil) arasındaki yükseklikte Mars atmosferinin bir dizi gözlemini aldılar.
Verileri analiz ettiklerinde, gün boyu gözlemlerde hem optik hem de ultraviyole dalga boylarında yeşil emisyonu buldular. Gök bilimcilere göre yeşil parıltıyı oluşturan unsur, karbondioksitin parçalanması. Mars atmosferi oluşturan karbondioksit; karbonmonoksit ve oksijene ayrışıyor.
Ama ilginç bir şey de vardı. Emisyonun görünür dalga boyu, ultraviyole dalga boyundan 16,5 kat daha yoğundu.
Gerard, “Mars’taki gözlemler, önceki teorik modellerle hemfikir, ancak görünür emisyonun çok daha zayıf olduğu Dünya’nın etrafında tespit ettiğimiz gerçek parıltıyla değil,” dedi. Buna ek olarak “Bu, oksijen atomlarının nasıl davrandığı hakkında daha fazla şey öğrenmemiz gerektiğini gösteriyor, bu da atomik ve Kuantum Fiziği anlayışımız için çok önemli.” Dedi.
Ekibin belirttiği bu tutarsızlık, dünya gözlemlerini alan aracın kalibre edilmesiyle ilgili bir sorun olabilir. Açıkçası yapılacak en iyi şey bilime çok daha fazla zaman ayırmaktır.
BEYDA GÜLAL