20 Ocak’ta IAA* arkeologları, “Meryem oğlu İsa” ifadesiyle başlayan 1500 yıllık bir Hristiyan kutsama yazısı çıkardılar. Yazıt yunanca yazılmıştır. Bir zamanlar İsrail’deki et-Taiyiba adlı köyde bulunan bir kilisenin üst pervazını süslemekteydi.
Kilisenin tarihi milattan sonra beşinci yüzyıla dayanmaktadır. Bu nedenle Bizans İmparatorluğu döneminde inşa edilmiş olabilir. İlaveten, arkeologlar pek de bilinmeyen bu kilisenin aslında geometrik bir düzene sahip olan mozaik kaldırımlarla döşendiğini keşfetmişlerdir.
Yazıtın çevirisini gerçekleştiren Leah Di-Segni’ye göre yazıt büyük olasılıkla kilisenin açılışına ithafen yapılmıştır. Yazıtın tamamı şu şekildedir: “Meryem oğlu İsa. Bu esere en mütedeyyin ve takva ehli piskopos Theodosius ve bedbaht Thomas vakıftır. İçeri girenler onlara duacı olmalıdır.”
Di-Segni, “Meryem oğlu İsa” ifadesinin okuyucuyu kötü güçlerden koruma amaçlı olarak yazıldığını söyledi. Ve bu ifadenin, o dönemlerdeki yazıtlarda ve evraklarda yaygın olarak kullanıldığını ekledi. Aynı şekilde Di-Segni, IAA’ya yaptığı açıklamada “Yazıt, içeri giren kimseleri selamlamakta ve kutsamaktadır. Bu yazıtın varlığından ötürü yapının bir manastırdan ziyade bir kilise olduğu aşikardır. O dönemlerde kiliseler inanan kimseleri girişlerinde selamlarken manastırlar böyle bir şeyi yapmazdı.” şeklinde ifade etti.

Yazıtta atıfta bulunulan Theodosius, ilk Hristiyan piskoposlardan biridir
Kilisenin yapımına vesile olmuştur. Theodosius mevcut dönem içerisinde bölge başpiskoposluğu yapmaktaydı. Ve et-Taiyiba kasabasının da içinde bulunduğu Beit She’an bölgesi üzerinde dini otoritesi vardı.
IAA’da bir arkeolog olan Walid Atrash ise “Bu yapı, Bizans kilisesinin et-Taiyiba köyündeki varlığının ilk kanıtı olmakla beraber bölgede yaşayan Hristiyanların faaliyetlerine yönelik bulguları da tasdikleyici niteliktedir.” şeklinde ifade etti. Arkeologlar, daha önceleri Haçlı seferleri döneminden kalma bir kilisenin ve Beit She’an dini otoritesinin yetki alanı içerisindeki bir manastırın kalıntılarına ulaşmıştı.
Yapıda yer alan taş blokları büyük ihtimalle geç Bizans veya erken İslami dönemde farklı yerlerde kullanılmıştır. Buna örnek olarak pagan tanrısı Pan için yapılmış olan sunağın taş bloklarının İsrail’de bir kilisede tekrardan kullanılması gösterilebilir. IAA’da bir arkeolog olan Yardenna Alexandre, The Jerusalem Post’a “Duvarlarda yer alan taşların farklı yerlerde inşaat malzemesi olarak kullanıldığını biliyoruz. Muhtemelen binayı yıkıp tekrardan inşa ettiler.” şeklinde belirtti.
Bizans döneminde iken bir Hristiyan köyü olan et-Taiyiba köyü, Haçlı seferleri döneminde Hristiyan kalesine çevirdiler. Alexandre, köy hakkında “Çevresinde modern bir Arap köyü kurulmuştur. Ve kalıntıları hala görüyor.” dedi.
Arkeologlar, kiliseyi bir yol inşaatı projesinin hemen yanı başında buldular. IAA’nın aktardığına göre; kazı, IAA arkeologları Tzachi Lang ve Kojan Haku tarafından yönetildi. Kazı esnasında halktan, öğrencilerden, gönüllülerden ve yerel işçilerden yardım aldılar.
IAA: İsrail Eski Eserler Kurumu
Burak Hüseyin Ekseli