Beyinleri ve bilgisayarları aynı kefeye koymak kolaydır – sonuçta ikisi de düşünen makinelerdir. Ancak bu karşılaştırma, Doktor Lisa Feldman Barrett’ın ortaya çıkardığı gibi, daha yakından incelemeye dayanmıyor.
İnsanlar genellikle beyni, sanki nöronlar donanımmış ve zihin de bir yazılımmış gibi düşünerek bir bilgisayar olarak tanımlar. Ancak bu metafor derinden kusurludur.
Bir bilgisayar statik parçalardan oluşur, oysa beyniniz siz yaşlandıkça ve öğrendikçe sürekli olarak kendini yeniden yapılandırır. Bir bilgisayar, bilgileri, tam olarak geri alınan dosyalarda depolar, ancak beyinler, gerçek anlamda bilgi depolamaz. Hafızanız, sürekli bir elektriksel darbe ve dönen kimyasallar yapısıdır ve aynı hatırlama, farklı zamanlarda farklı şekillerde yeniden birleştirilebilir.
Aynı Şeyler Değil !
Beyinler, günümüzde bilgisayarların yapamadığı kritik bir şeyi de yapıyor. Bir bilgisayar, bir karahindibayı yeşil yaprakları ve sarı yaprakları olan bir bitki olarak tanımak için binlerce fotoğrafla eğitilebilir. Ancak siz, bir karahindibaya bakıp farklı durumlarda farklı kategorilere ait olduğunu anlayabilirsiniz.
Sebze bahçenizdeki bir karahindiba bir ottur, ancak çocuğunuzdan alınan bir buket içinde çok hoş bir çiçektir. Salatadaki karahindiba yiyecektir, ancak insanlar karahindibaları bitkisel ilaç olarak da tüketirler.
Başka bir deyişle beyniniz, nesneleri zahmetsizce, yalnızca fiziksel biçimlerine göre değil işlevlerine göre de sınıflandırır. Bazı bilim insanları, geçici kategori yapısı olarak adlandırılan beynin bu inanılmaz yeteneğinin, beyinlerin çalışma şekli için temel olabileceğine inanmaktadır.
Ayrıca, bir bilgisayarın aksine beyniniz, boş bir kutudaki bir takım parçalar değildir. Beyniniz bir vücutta, hareket halindeki 600’den fazla kası, iç organları, günde 7.500 litre kan pompalayan bir kalbi ve yiyecekleri sindirmek, atıkları atmak, enerji sağlamak ve hastalıkla savaşmak için sürekli olarak koordine edilmesi gereken düzinelerce hormon ve diğer kimyasalları içeren karmaşık bir sistem ağı içinde yaşar.
Beyninizin en önemli işi vücudunuzun sistemlerini düzenlemektir, böylece hayatta kalırsınız ve hatta belki de gelişirsiniz.
Muhtemelen beyinlerin ilk başta gelişmesinin önemli bir nedeni budur. Yüz milyonlarca yıl boyunca, hayvan bedenleri dengelenmesi gereken düzinelerce sistemle karmaşık hale geldi ve hayatta kalabilmek için kan, su, tuz, oksijen ve diğer vücut kaynakları arasında gidip gelmek için merkezi bir denetleyiciye ihtiyaçları vardı.
Beyin, Vücuda İhtiyaç Duyar
Beyninizin vücudunuz üzerindeki kontrolü, zihinsel aktivitenizin merkezinde yer alır. Aklınıza gelen her düşünce, öğrendiğiniz her kavram, yaşadığınız her duygu ve gördüğünüz, duyduğunuz, kokladığınız, tattığınız veya dokunduğunuz her şey, vücudunuzun durumu hakkında veriler içerir. Zihinsel hayatınızı bu şekilde yaşamıyorsunuz, ama ‘kaputun altında’ olan şey bu.
Bizim gibi düşünen, hisseden, gören veya davranan bir bilgisayar istiyorsak, çalışmaya devam etmek için dengede tutması gereken karmaşık bir sistem bütününe sahip ve bu düzenlemeyi kontrol altında tutmak için duyularla bir vücudu veya bir vücut gibi bir şeyi düzenlemelidir. Günümüz bilgisayarları bu şekilde çalışmıyor, ama belki de bazı mühendisler bu gerekli bileşeni sağlamak için bir gövde gibi bir şey bulabilirler.
Şimdilik ,’bilgisayar gibi beyin’ sadece bir metafor olmaya devam ediyor. Metaforlar, karmaşık konuları basit terimlerle açıklamak için harika olabilir, ancak insanlar metaforu bir açıklama olarak ele aldıklarında başarısız olurlar. Metaforlar bilgi yanılsamasına neden olur.
Çeviren: Buse Usta