Otizm spektrum bozukluğu teşhisi konulmadan yanlışlıkla zihinsel hastalık teşhisi konulması, özellikle yetişkinler için, sıra dışı bir durum değildir. Birçok otizmli bireyin zihinsel hastalığı vardır fakat zihinsel hastalıklar ve otizm gibi gelişimsel bozukluklar birbirlerinden farklıdır. Aslına bakılırsa, kaygı ve depresyon genel nüfusa kıyasla otizmli bireyler arasında daha çok görülür.
Otizmli bir bireyin aynı zamanda zihinsel hastalığı varsa, bu duruma ikili tanı denir. Çoğu zaman, otizm spektrum bozukluğu teşhisi konulduğunda kaygı ve depresyon gibi zihinsel hastalıkların belirtileri azalmaktadır. Bunun sebebi kişinin öz farkındalığının artmış ve yardıma erişimi olmasıdır.
Bu yazıda otizm spektrum bozukluğunu ve zihinsel hastalıkları ele alacağız. Bunlar arasındaki farklılıkları ve benzerlikleri tartışacağız. Ayrıca bunlara nasıl teşhis konulduğunu ve bunların nasıl tedavi edildiğini açıklayacağız.
ZİHİNSEL HASTALIKLAR VE OTİZM
Ruh halindeki, duygudaki, düşüncedeki ve davranıştaki değişimler zihinsel hastalıkların kapsamındadır. Zihinsel hastalıklar, zihinsel sıkıntılar ve sosyal işlevsellikle ilgili sorunlarla ilişkilendirilir. Amerikan Psikiyatri Birliği’ne göre, ABD’de her 5 yetişkinden birinin zihinsel hastalığı vardır. En yaygın olanları kaygı ve depresyondur. Zihinsel hastalıklar herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir ve ilaçlarla, terapiyle veya ikisiyle beraber tedavi edilir.
Otizm gibi gelişimsel bozukluklar belli noktalarda zihinsel hastalıklardan farklıdır. Gelişimsel bozukluklar doğumda veya çocuklukta ortaya çıkar ve en geç 18 yaşında teşhisi konur. Genel itibariyle bilişsel fonksiyonları etkilemese de gelişimsel bozukluklar bir insanın öğrenme veya belli düşünceleri anlama kabiliyetini etkiler. Bunun aksine gelişimsel bozukluklar ömür boyu sürer.
Zihinsel hastalıkların ve gelişimsel bozuklukların arasında önemli farklılıkların olmasına rağmen, aralarında benzerlikler de vardır. Psikologlar, psikiyatristler ve terapistler ikisinin de teşhisini koyabilir ve tedavi edebilirler. Ayrıca, zihinsel hastalıkların teşhisinde kullanılan Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders adlı kitap, hem zihinsel hastalıklar hem de gelişimsel bozukluklar hakkında bilgi içermektedir. İkisi de etnik köken, ırk ve ekonomik durum fark etmeksizin her türlü insanda görülür. Fakat Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri’ne göre, zihinsel hastalıkların ve gelişimsel bozuklukların erkeklerde görülme olasılığı, kızlarda görülme olasılığından 4 kat daha fazladır.
ZİHİNSEL HASTALIK TÜRLERİ, SEBEPLERİ VE BELİRTİLERİ
Şu ana kadar 200’den fazla zihinsel hastalık türü tespit edilmiştir. Kaygı bozuklukları, ağır depresyonlar, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozuklukları otizmli bireylerde en çok görülen zihinsel hastalıklardır.
Genel itibariyle, zihinsel hastalıkların belli sebeplerden dolayı ortaya çıktığını düşünüyorlar.
Genetik özellikler: Zihinsel hastalığı olan biriyle kan bağı olan bireylerde zihinsel hastalıkların görülme olasılığı yüksektir.
Çevresel maruziyet: Rahimdeyken toksinlere, stresörlere maruz kalmak ve iltihaplanma olması.
Beyin kimyası: Beyindeki kimyasallar ruh halini ve duyguları kontrol eder. Nörotransmitterlerin üretimi veya sinir reseptörlerinin değişimi zihinsel hastalıklara sebep olur.
Çevresel faktörler: Stres, travmalar, uyuşturucu ve alkol kullanımı zihinsel hastalıklara sebep olur.
Her zihinsel hastalığın kendine özgü belirtileri olsa da zihinsel hastalıkların genel belirtileri şunlardır: – Üzüntü hissetme
– Aşırı endişelenme
– Ruh halinde ani değişimler
– Enerji düşüklüğü
– Anlama kabiliyetini yitirme
– İntihara meyilli düşünceler
– Kafa karışıklığı
– Suç, öfke ve düşmanlık hissetme
– Aileden ve arkadaşlardan uzaklaşma
– Gerçeklikten uzaklaşma
– Yeme, uyku veya cinsel hayat düzeninde değişimler
OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU
Dil ediniminde sıkıntılar, iletişim kurmakta zorlanmalar, sosyal sorunlar, anormal ilgi alanları ve davranışlar otistik bozukluğun belirtilerindendir.
Asperger sendromunun otistik bozukluğa kıyasla daha hafif belirtileri vardır. Dil edinimi veya entelektüel gelişimi etkilemez.
Yaygın gelişimsel bozukluk ise bazı durumlarda ‘‘atipik otizm’’ olarak tanımlanır. Bazı otistik bozukluk veya Asperger sendromu belirtileri gösteren bireylere yaygın gelişimsel bozukluk teşhisi konur. Yaygın gelişimsel bozukluğun belirtileri otistik bozukluğa kıyasla daha hafiftir.
Bunlar bir zamanlar birbirlerinden farklı değerlendirilirdi fakat günümüzde otizm spektrum bozukluğu kapsamında değerlendiriliyor. Eğer bir bireyde otizm spektrum bozukluğu varsa, bu bireyde belli davranışsal ve gelişimsel karakteristikler gözlemlenir. Öğrenme, düşünme ve problem çözme kabiliyetinde artışlar ve düşüşler otizm spektrumunun kapsamına giren karakteristiklerdendir. Bazı otistik bireyler günlük hayatta yardıma ihtiyaç duyarken bazıları ise bağımsız bir şekilde yaşar.
OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞUNUN OLASI SEBEPLERİ
Bilim insanları otizm spektrum bozukluğunun kesin sebeplerini henüz bilmiyor ama yapılan çalışmalara göre genetik ve çevresel faktörlerin otizm spektrum bozukluğuna etkisi var. Bunlardan bazıları: – Otistik bir kardeşe sahip olmak – Yaşlı ebeveynlere sahip olmak – Az kiloyla doğmuş olmak – Down sendromu ve Rett sendromu gibi belli genetik bozukluklar
BELİRTİLERİ
Otistik bireylerde bozukluğun bazı belirtileri gözlemlense de her otistik bireyde bozukluğun bütün belirtilerine rastlanmaz. Otizm spektrum bozukluğunun belirtileri şunlardır:
– Göz teması kurmaktan kaçınmak
– İnsanları dinlememek veya insanlara bakmamak
– Dikkatini verememek
– Kırıcı biçimde konuşmak
– Yüz ifadelerinin söylenenle uyuşmaması
– Anormal ses tonu
– Başkalarının düşüncelerini anlamakta zorlanmak
– Anormal davranışlar ve bazı davranışları tekrarlamak
– Belli konulara aşırı ilgi duymak
– Rutinde yapılan değişikliklere uyum sağlamakta güçlük çekmek
– Normal bir insana kıyasla daha fazla veya daha az duyusal hassaslık
Otizmli bireylerin güçlü yanlarından bazıları:
– Bir bilgiyi uzun süre hatırlayabilme
– İşitsel ve görsel öğrenme kabiliyetinin yüksek olması
– Belli bir alanda ileri bilgi sahibi olmak
TEŞHİSİ VE TEDAVİSİ
Teşhis
Ulusal Ruh Sağlığı Enstitüsü’ne göre, bir çocuğun gelişimine ve davranışlarına bağlı olarak o çocuğa otizm spektrum bozukluğu teşhisi konur. Bir bebeğe 18 aylıkken teşhis konabilirken, birçok çocuğa ancak 4 yaşından sonra teşhis konabiliyor. Ne kadar erken teşhis edilirse, o kadar iyi gelişimsel sonuçlar elde edilir.
Otizm spektrum bozukluğunun çaresi yok ama ‘‘Engelli Bireyler Eğitim Yasası’’ sayesinde çocuğun gelişimine katkıda bulunabilecek erken müdahale birimleri mevcuttur.
Tedavi
Otizm spektrum bozukluğunun tedavisi bir hayli bireyseldir. Tedaviye terapiler, hizmetler ve yardım dâhildir. Otizm spektrum bozukluğunun ana belirtileri için bir ilaç bulunmasa da ilaçlar sayesinde depresyon, nöbet, yüksek enerji seviyesi ve odaklanmada zorlanma gibi durumlarda yardımcı olur.
Otizm spektrum bozukluğu tedavi edilirken çoğu zaman ilaç kullanılmaz. Bunun yerine şu yöntemler uygulanır:
– Konuşma terapisi: Dil edinimine ve iletişim becerilerine yardımcı olur.
– Uygulamalı davranış analizi: Pozitif davranmaya yardımcı olur ve negatif davranışlardan uzaklaştırır.
– Ergoterapi: Giyinme, banyo yapma ve başkalarıyla ilişki kurma gibi kabiliyetleri kazandırır.
– Duyusal bütünleme terapisi: Duyma ve dokunma gibi duyusal fonksiyonları geliştirmeye yardımcı olur
– PECS: Otistik bireylere görsellerle iletişim kurmayı öğretir.
– Diyet ve Vitamin Terapisi: Belli fonksiyonları beslenme yoluyla geliştirme ve yemek alerjileri konusunda yardımcı olur.
– Destek Grupları: Otistik bireylere ve ailelerine duygusal destek ve kaynak sağlar.
Diğer yöntemlere yoğun aile eğitimi programları, sosyal beceri grupları ve oyun odaklı gruplar da dâhil edilir.
ZİHİNSEL HASTALIKLARIN TEŞHİSİ VE TEDAVİSİ
Teşhis
Zihinsel hastalıkları teşhis etmek zordur. Bunun sebeplerinden biri birçok çeşit zihinsel hastalığın olmasıdır. Bir diğer sebebi ise birçok insanda bir veya birden fazla zihinsel hastalık bulunmaktadır. Zihinsel hastalıklar Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders isimli kitap kullanılarak teşhis edilmektedir. Genel itibariyle zihinsel hastalıklar hafif, orta veya ağır olarak sınıflandırılırlar. Uzmanlar birden fazla zihinsel hastalık teşhis ederse, bir hastalığın diğerine sebep olup olmadığını veya diğerini etkileyip etkilemediğini araştırırlar. Örneğin, sosyal kaygı hastası bir birey yalnız hissettiği için aynı zamanda depresyona girer.
Tedavi
Hem zihinsel hastalığı olan hem de otizm spektrum bozukluğuna sahip birinin zihinsel hastalığının gelişimsel bozukluk kapsamında tedavi edilmesi, tedavinin başarıyla sonuçlanması bakımından önemlidir. Otistik bir birey, zihinsel hastalıklar konusunda uzman birine danışmalıdır.
Zihinsel hastalığın tedavisi, otizm tedavisi gibi bireysel bir tedavi programı gerektirir. Zihinsel hastalığın tedavisi en iyi şekilde ilaç, terapi ve ruh sağlığını olumlu etkileyen yaşam tarzı değişiklikleriyle gerçekleştirilir.
İlaçlar
Zihinsel hastalık belirtilerini ortadan kaldırmak için kullanılır. Obsesif kompulsif bozukluğuna özgü tekrarlayan davranışlar veya kaygı bozukluğuyla ilişkilendirilen panik atakları hafifletir. İlaçlar ruh halini, duyguları ve düşünceyi etkileyen nörotransmitterlerin dengesini değiştirir.
Terapi
İlaçlar zihinsel hastalığın tedavisi için yeterli değil. Ek olarak terapi de iyileşme süreci için gereklidir. Terapinin iyileşmeye katkısı uzun bir zaman dilimi içerisinde gerçekleşir. Bunun sebebi zihinsel hastalıkların genel itibariyle, tespit edilmesi ve değiştirilmesi gereken işlevsiz düşünce süreçleri içermesidir. Ayrıca, zihinsel hastalıklar çoğunlukla travmadan dolayı kaynaklanırlar. Son olarak, bir durum ile baş etme kabiliyetinin yetersiz olması da zihinsel hastalıklara yol açar ve terapi yoluyla iyileştirir.
Zihinsel hastalığın tedavisi için uygulanan terapi yöntemlerinden bazıları şunlardır:
– Bilişsel Davranışsal Terapi: Bireylerin işlevsiz düşünce süreçlerini tanımlamalarına ve değiştirmelerine yardımcı olur. Ayrıca, bireylerin olumsuz düşünce ve duygularla mücadele etmelerine yardımcı olur.
– Kişiler Arası Terapi: Hastanın sosyal davranışlarına ve etkileşimlerine odaklanır.
– Diyalektik Davranış Terapisi: Bireylerin olumsuz davranışlarını ve duygularını, kabullenmelerine ve değiştirmelerine yardımcı olur.
– Kabullenme ve Üstlenme Terapisi: Bireylerin geçirdikleri travmayı kabullenmelerine ve hayata devam etmelerine yardımcı olur.
Zihinsel hastalıkların tedavisinde kullanılan yaşam tarzı değişiklikleri arasında depresyona iyi gelen günlük egzersizler ve nörotransmitterlerin işlevlerini sağlıklı bir şekilde gerçekleştirmelerine yardımcı olan bir diyet vardır.
OTİZMLE İLGİLİ YANLIŞ GÖRÜŞLER VE MİTLER
Her yıl araştırmacılar otizm hakkında daha çok bilgi ediniyorlar. Birkaç yıl önce neredeyse hiç kimsenin otizm hakkında bilgisi yoktu. Günümüzde ise birçok kişi tarafından bilinen bir hastalık. Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri’ne göre otizm, 1975 yılında 1500 çocuktan birinde görülürken, günümüzde 59 çocuktan birinde görülmektedir. Bu da otizmin yağın bir hastalık olduğunu gösteriyor. Hala otizm hakkında yanlış görüşler ve mitler mevcuttur. Bunlardan en yaygın olanları aşağıda açıklanacaktır.
1.Aşılar Otizme Sebep Olur
Gerçek: Aşılarla otizmin ilişkisinin olup olmadığını anlamak için birtakım geniş çaplı araştırmalar yapılmıştır. Bu yapılan araştırmalar sonucunda aşıların otizme sebep olduğuna dair bir kanıt bulunmamıştır. Gerçek şu ki, otizm aşırı komplike bir hastalıktır. Ayrıca, genetik ve çevre gibi belli risk faktörleri olan bir hastalıktır. Aşılar ise bu faktörlere dahil değildir.
2.Otistik Bireyler Arkadaş Olmak İstemez
Gerçek: Başka insanlardan uzak durmak isteyen otistik bireyler olduğu doğrudur fakat birçok otistik birey sosyalleşmeyi ve arkadaş olmayı sever. Bazı otistik bireyler başka insanlarla nasıl etkileşime girileceğini bilmiyor. Otistik bireylerin yaptığı bazı hatalar, kendilerinin ileride başkalarıyla etkileşime girmesini engeller.
3.Otistik Bireyler Hiçbir Şey Öğrenemezler
Gerçek: Bazı otistik bireyler için öğrenme süreci zorlayıcı olabiliyor. Sürecin ilerlese bile, yavaş ilerleyebiliyor. Otizmi anlayan ve otistik bireylerle deneyimi olan öğretmenler, otistik bireylerin öğrenme sürecinde büyük bir fark yaratabilirler.
4.Otistik Bireylerin Sayma Kabiliyeti İnanılmazdır
Gerçek: Bazı otistik bireyler telefon rehberini ezberden okuma veya matematiksel işlemleri zihinden yapabilme gibi kabiliyetlere sahiptir. Çoğu otistik birey dünyayı daha iyi anlamalarına yardımcı olan özelliklere sahip olsa da, her otistik birey böyle özelliklere sahip değildir.
5.Otistik Bireyler Duygudan Yoksundurlar, Duygularını İfade Edemezler ve Başkalarının Duygularını Anlayamazlar
Gerçek: Otistik bireyler belli duygulardan hoşlanırlar fakat duygularını farklı yollarla ifade ederler. Sözsüz iletişim sırasında veya ses tonunu anlama konusunda sıkıntı yaşayabilirler. Çoğu otistik birey, başkaları duygularını iyi ifade ettiği takdirde onlarla empati kurar.
6.Otistik Bireyler Entelektüel Sorunlar Yaşarlar
Gerçek: Otizm spektrum bozukluğu gelişimsel bir bozukluktur, entelektüel bir bozukluk değildir. Bu demektir ki, otistik bireyler normal veya normalüstü bir zekâ seviyesine sahiptirler ve birçok işte başarılı olabilirler. Aslına bakılırsa, otistik çocukların %44’ü normal veya normalüstü zekâ seviyesine sahiptir.
OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU OLAN ÜNLÜLER
Otizmli olmak birçok insanın mutlu ve verimli bir hayat yaşamasına engel olmuyor. Aslında, otizm spektrum bozukluğu olan ünlüler de var.
1.Dan Aykyord
Satuday Night Live! ve Ghostbusters filmleriyle tanınan Dan Aykyord’a çocukken hafif Asperger sendromu teşhisi kondu. Deneyimlerini kapsamlı olarak anlatmıştır. Deneyimlerinin kişiliğini ve Ghostbusters filmindeki karakterini nasıl şekillendirdiğini belirtmiştir.
2.Susan Boyle
Melek gibi sesiyle Britian’s Got Talent programındaki jüri üyelerini kendisine hayran bırakan Susan Boyle, bu şekilde üne kavuştu. Boyle’a yetişkinliğinde Asperger sendromu teşhisi kondu ve bu durumun onu rahatlattığını dile getirmiştir. The Guardian dergisine şunları söylemiştir: ‘‘Bana beynimde hasar olduğunu söylediler. Şimdi ne olduğunu daha iyi anladığım için kendimi daha huzurlu hissediyorum.’’
3.Charles Darwin
‘‘Evrimin Babası’’ olarak tanınan Charles Darwin, bir psikiyatrist tarafından Asperger sendromu teşhisi kondu. Darwin sessiz bir çocuktu ve başka insanlarla etkileşime girmekten kaçınırdı. Fakat muhteşem bir mektup yazarıydı ve kimya gibi alanlarla ilgilenen, görsel düşünme kabiliyetine sahip biriydi.
4.Albert Einstein
Einstein bütün hayatı boyunca sosyalleşme konusunda sıkıntılar yaşadı. Çocukken konuşması ciddi bir şekilde gecikiyordu ve cümleleri tekrarlama gibi bir alışkanlığı vardı. Resmi bir teşhisi olmasa da, birçok psikiyatrist Einstein’in otistik olduğu sonucuna vardı.
5.Bill Gates
Otizm konusunda uzman kişiler Bill Gates’in otistik olduğunu düşünüyor. Birileriyle konuşurken göz teması kurmaktan kaçınması ve monoton konuşma kalıpları kullanması otistik olduğuna kanıt olarak sunulmuştur.
6.Temple Grandin
Colorado Devlet Üniversitesi’nde hayvan bilimleri profesörü ve Oliver Sacks’in Mars’ta Bir Antropolog isimli kitabına konu olan Temple Grandin, dört yaşına kadar hiç konuşmadı. Ama erken müdahale sayesinde, beş yaşında anaokuluna başladı ve bir yetişkin olarak, çiftlik hayvanlarına nasıl davranıldığı konusunda çığır açtı.
7.Nikola Tesla
Uzmanlar ampulün gerçek mucidi Nikola Tesla’nın otistik olduğuna inanıyorlar. Tarihsel kaynaklara göre, Tesla’nın şiddetli fobileri vardı. Işığa ve sese karşı aşırı hassastı. Kendini başka insanlarda uzak tutardı ve ‘‘3’’ sayısına karşı takıntılıydı.
OTİZMLE BAŞARIYI YAKALAMAK
Birçok otistik birey hayatta başarıyı yakalıyor. Size veya çocuğunuza otizm spektrum bozukluğu teşhisi konması hayallerinizin ve isteklerinizin gerçekleşmeyeceği anlamına gelmiyor. Doğru teşhis, yardım ve uygun terapiler sayesinde otistik bireyler tatmin edici insan ilişkilerinin ve uzun bir hayatın tadını çıkartabilirler.
Rahimdeki Yüksek Östrojen Seviyesi Otizmle Bağlantılı Olabilir!
Editör: Aksel Deniz Günal
Yorumlar 1