Evrenin var olmasından sonra, yaşam için bazı gerekli unsurların ortaya çıkması çok da uzun sürmemiştir.
Zamanın başlangıcından bir çift galakside yapılan yeni incelemelere göre su, evrende Büyük ”Big Bang” Patlamasından sadece 780 milyon yıl sonra oluştu, yani evrenin şu anki yaşının %5’i iken.Bu da demek oluyor ki, ağır elementler hâlâ oldukça az olmasına rağmen, moleküllerin oluşumunda hiç vakit kaybetmemiştir.
Bu Galaksilerdeki Yıldızlararası Ortam, Suyun Varlığını Ortaya Çıkarmaya Yardımcı Olabilecek Toz Bakımından Zengin !
Galaksiler, en azından ışıklarının 12.88 milyar yıl yol kat etmesinin ardından gördüğümüz şekliyle, topluca SPT0311-58 olarak bilinen büyük bir galakside birleşme sürecindelerdir. Ve bu galaksiler evrenin bilinen en eski galaksileri arasındadırlar.
Etkileşimlerinin neden olduğu yerçekimi bozulmalarının, mevcut tüm moleküler gazı kullanan bir yıldız oluşumu dalgasını tetiklediği düşünülüyor. Fakat yine de astronomların belirli moleküllerin varlığını ortaya çıkaran spektral imzalar elde ederek inceleyebilecekleri kadar gaz bulunuyor.
Illınois Üniversitesinden astronom Sreevani Jarugula “Yüksek çözünürlükte ALMA (Atacama Büyük Milimetre) kullanarak yaptığımız, topluca SPT0311-58 olarak bilinen bir çift galaksideki moleküler gaz gözlemlerimizde, iki galaksiden büyük olanında hem su hem de karbon monoksit molekülleri tespit ettik.” Diyor.
“Özellikle oksijen ve karbon birinci nesil elementlerdir ve moleküler formlarında karbon monoksit ve su, bildiğimiz gibi, yaşam için kritiktir.”
Evrenin başlarındaki galaksilerden gelen ışık bize ulaşmak için çok fazla yol kat ettiği için çok belirsizdir ve ayrıntıları ayırt etmek, nispeten yakın olan galaksilere göre çok daha zordur. Yine de, bu galaksilerdeki yıldızlararası ortam, suyun varlığını ortaya çıkarmaya yardımcı olabilecek toz bakımından zengindir.
”İlkel Evrendeki Diğer Galaksilerden Daha Fazla Gaz ve Toza Sahip…”
Araştırmacılar, bu tozların yıldızlardan gelen ultraviyole radyasyonu emdiğini ve onu uzak kızılötesi ışık olarak yeniden yaydığını söylüyorlar. Bu kızılötesi radyasyon, Şili’deki ALMA gibi hassas bir teleskop tarafından tespit edilebilen emisyon üreten yıldızlararası ortamdaki su moleküllerini uyarıyorlar.
Suyu evren tarihinin bu kadar erken bir noktasında bulmak, bilim insanlarının evrendeki yaşamın yapı taşlarının kökenini ve evrimini anlamalarına yardımcı olabilir.
Jarugula “ Bu galaksi, şu anda kırmızıya kaymada ve evrenin hâlâ çok genç olduğu zamanlardan bilinen en büyük galaksidir.” Şeklinde açıklıyor.
“İlkel evrendeki diğer galaksilerden daha fazla gaz ve toza sahip, bu da bize bol miktarda molekülü gözlemlemek ve bu yaşam yaratan unsurların ilkel evrenin gelişimini nasıl etkilediğini daha iyi anlamak için birçok potansiyel fırsat sunuyor.”
Yıldızların oluştuğu moleküler bulutların bileşimini incelemek, ne kadar gaz olduğunu, yıldızlara dönüşme hızını ve ilk evrende kaç yıldızın oluştuğunu daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.
Bu, yıldız oluşum hızının yalnızca şiddetli olarak tanımlanabileceği bir dönemdi. Yıldızların oluşabileceği yüksek miktarda toz ve gaz nedeniyle, daha yakın zamanlarda olduğundan binlerce kat daha üretkendir.
“Bu araştırma suyun evrende sadece nerede ve ne kadar uzakta var olabileceği sorularına yanıt sağlamıyor, ayrıca başka büyük bir soruyu da açığa çıkarıyor: Evrende bu kadar ilkel yıldızları ve galaksileri oluşturmak için bu kadar çok gaz ve toz nasıl bir araya geldi?” diyor Jarugula.
“Cevap, ilkel evrenin yapısal oluşumunu ve evrimini daha iyi anlamak için bu ve benzeri yıldız oluşturan galaksilerin daha fazla araştırılmasını gerektiriyor.”
Nisanaz Bingül