Çin İmparatorluğu’ndaki hükümdarların yalnız başına yaşam süren, tutsak yüzlerce cariyesi vardı. Çin’de popüler bir kadın düşmanı atasözü, erkeklerin neden birden fazla kadına ihtiyaç duyduğunu ancak kadınların yalnızca bir erkekle uyum sağlamaları beklendiğini haklı çıkarmaya çalışır.
“Bir çaydanlık genellikle dört fincanı doldurur. Hiç bir fincanı dolduran dört çaydanlık gördün mü?”
Bununla beraber, cariyelik Çin İmparatorluğu’nda karmaşık bir deneyimdi ve kadınların çoğu hiç istemedikleri halde buna uyum sağlamaya mecbur kalmıştır.
Çünkü o zamanda hayatta kalmaları için sadece 4 seçenekleri vardı; eş olmak, hizmetçi olarak çalışmak, cariye olmak veya hayat kadını olarak çalışmak.
Bu seçenekler haricinde cariye olmak çaresiz bir kadın için eğer koca bulamadıysa finansal statü ve sosyal güvence kazanmak için uygun olan en kolay yoldur.
Sadece bir erkek partner olacağından cariyelik aynı zamanda fuhuştan çok daha güvenli görülüyordu ve cinsel hastalıklara yakalanma şansı daha azdır.
Geleneklere göre bir kız cariye olmak için getirilip hükümdarın dikkatini çektiğinde hayatı boyunca esir olarak sınırlanır.
Bir kız saray duvarlarının içine alındığında ailesini, arkadaşlarının, alıştığı hayatı geride bırakmak zorundaydı ve resmi izin olmadan akrabalarını veya arkadaşlarını göremezdi.
Bir hadım ordusu, onun hareketlerini yakından koruyarak imparator için ‘bekaretini’ sağlar. İmparatordan başkasıyla s∈ks yapmak sıkı bir şekilde yasaklanmıştı ve ölümle cezalandırılırdı. En kötü kısmı; imparator için yaşar, imparator için ölürler.
İmparatorluk cariyeleri ya saray hadımları tarafından idam edilir ya da kendilerini ipek bir fularla asarak ya da zehir alarak intihar ederlerdi.
Cariyelerin dünyası

Çin İmparatorluğu’ndaki sıkı cariyeler seçimi, kendisi için bazı cariyeler seçmek isteyen Ming imparatoru Tianqi hakkındaki bir hikayeden değerlendirilebilir.
Anlatılanlara göre, olası cariyeler olarak değerlendirilmek üzere 13-16 yaşları arasındaki 5.000 genç kadını kısa listeye almak için ülke çapında hadımlar giderdi.
Saraya ulaşıldığında, 1000 kişi çok uzun, şişman veya zayıf olduğu için derhal elenirdi. İkinci gün imparator “uzmanlar” kızları ses, diksiyon ve üsluplar açısından incelerdi.
Günün sonunda 2000 kişi daha elenirdi. Üçüncü gün, fiziksel özelliklerini en ince ayrıntısına kadar incelerdi. Ayrıntılar dudaklarının, ayaklarının, kollarının, göğüslerinin şekillerini ve ayrıca kendilerine bahşedilen cinselliğin ‘derecesini’ içeriyordu. 1000 kişi daha elenirdi.
Dördüncü gün, herhangi bir cinsel hastalık, fiziksel engel ve iç rahatsızlık için kapsamlı bir tıbbi muayeneden geçerler, 700 kişi daha atılır.
Kalan 300 kişi sarayda ağırlanır ve yakın gözetim altında tutulurdu. Bilgi, liyakat, mizaç ve karaktere göre değerlendirilirler ve buna göre sıralanırlar.
Sonunda, 50 kız imparatorun huzurunda sergilenmek üzere final turuna çıkar. İmparator, bunlardan 3 tanesini seçer ve kalanları saray soylularına verirdi. Bu kızlar, söylendiğine göre yarışı kaybedenler tarafından kıskanılacak “muhteşem 50” veya “şanslı 50” idi.
Bir kız saray cariyesi olduğunda, acımasız bir güç, ihanet ve kıskançlık oyununa girer. Değişen cariyelerin kademeleri vardı. Her kademeye yükselme, bir imparatorun bir kızı ne sıklıkla ziyaret ettiğine bağlıydı.
Bir imparatorun daha sık ziyaret ettiği bir cariye, çok hızlı bir şekilde yükselebilir. Hatta bazıları imparator eşi olabilirdi. En ünlüleri, Çin İmparatoriçesi’nden ikisi olan Ci Xi ve Wu Ze Tian idi. Ming hanedanından olan imparatorun tercihlerine göre ilginç bir cariye sıralaması vardır.
Cariye Sıralaması:
- Huang kuei-fei: İmparatorluk onurlu eşi
- Kuei-fei: Onurlu eş
- Hui-fei: Zarif eş
- Xian-fei: Değerli eş
- Shu-fei: Saf eş
- Kang-pin: Sağlıklı eş

Bir imparatorun tüm Çin imparatorluğunun yararı için iyi ve canlı bir cinsel yaşama sahip olması gerektiğine inanırlardı. Her zaman sadece en iyi cariyelerin imparatorla olmasını sağlamanın ardındaki temel felsefe buydu.
İmparatorun cinsel ihtiyaçlarının her zaman ‘doğru’ cariyeler tarafından karşılanmasını sağlamak için sekreterler ve yazarlar istihdam olurdu.
Bir cariye, bir varis doğurarak sıralamasını yükseltebilirdi (oğulları meşru çocuklardan daha düşük olsa da). Cariye sıralamasında yükselebilirdi. Erkek çocuk dünyaya getiren cariyeler, hayatlarında imparatorluk eşi olmaya daha hızlı ulaşma şansına da sahipti.
Bununla birlikte, yüksek rütbeli bir cariye çocuk doğurmayı başaramazsa, sıralamasından da düşebilirdi. Ancak çoğu cariye için imparatorun bir ziyarette bulunmasını ve kendilerini sunmasını ‘ümit etmek’ sıkıcı bir hayat oluyordu. Çoğu, imparatorluk odalarına kapatılmış çok yalnız hayatlar sürüyordu.
Yalnız yaşam sürerler

Cariyeler arasında dost olamaz, sadece sert rakiplerdir. İç hiyerarşi sağlam ve esnek değildir. Bu nedenle cariyeler, sıralamadaki dişlerini ve çivilerini koruyacak ve zehirlenmeler, suikastlar ve hatta şekil bozukluğu dahil olmak üzere ilerlemek için her şeyi yaparlar. İmparatorla bir gece geçirmek en büyük ödüldür. Her cariye birbiriyle ateşli bir şekilde rekabet ederdi.
Ancak diğer tarafı yoğun bir yalnızlıktı. Sarayın hizmetindeyken hiçbir cariyenin dış dünya ile iletişim kuramazdı. Saray içinde konuşacak arkadaşları yoktu. Böylelikle her türlü lükse rağmen acıyla dolu hayatlar sürerlerdi. Evet, saraydan ayrılabilecekleri durumlar vardı.
Örneğin, bir imparator, bir cariyeyi başka bir krala hediye olarak verebilir. Ancak, sadece bir hapishanenin yerine bir başkası geçtiği için bu onların hayatlarında pek bir fark yaratmaz. Sarayı terk etmenin diğer yolu ise hastalıktır. Bir kez hastalandıklarında, dışarı atılırlar ve daha sağlıklı bir başkasıyla değiştirilirlerdi.
Bir cariyenin hayatı böyledir. Hayatları bir adamın kaprisleri ve hayalleri etrafında döner. Hayat bir göz açıp kapayıncaya kadar cennetten cehenneme hızla değişebilir.
EYLÜL YAŞAR
Yorumlar 1