İngiltere’deki Stonehenge yakınında çalışan arkeologlar, 4.500 yıl öncesine ait olduğu düşünülen dairesel bir anıt ortaya çıkardı. Aslında, arkeologlar kutsal yerlere insanları yönlendirmek için veya onları uzak durmaları konusunda uyarmak için çalışmışlardır.
Yerden nüfuz eden radarların ve sahalardan alınan numunelerin de analizi ile araştırmacılar bu çukurlardan 20’sini bulmayı başardılar. Ardından çapı 2 kilometreden (1.2 mil) fazla olan bir daire boyunca noktalar oluşturdular. Arkeologlara göre, bunlar daha önce gördüğümüz hiçbir şeye benzemeyen bir anıtın izleriydi.

Bu dairenin merkezinde, Durrington Duvarları ve ünlü Woodhenge’in tarih öncesi bölgeleri bulunmaktadır. Larkhill bölgesinde ise taşlarla çevrili yollar ve çukurlar vardır. Uzmanlar zamanında bu yapıların kasıtlı ve dikkatli bir şekilde konumlandığını düşünmektedirler. Aslında, Larkhill yerleşim yerinin kendi ayrı bir geçiti de olabilir.
İngiltere’deki StAndrews Üniversitesi’nden bilim insanı Akademisyen Tim Kinnaird , test edilen çukurlardaki tortular için önceden bilinmeyen çevresel bilgilerin zengin ve büyüleyici bir arşivi olduğunu belirtti. Ve optik olarak tetiklenmiş ışıldama profili oluşturma ve tarihlendirme sayesinde Stonehenge çevresinin son 4 bin yılının detaylı hikayesini yazabileceğimizi ekledi.
10 metreden geniş ve 5 metreden derin olan çukurların keşfi, Bradford Üniversitesi liderliğindeki Stonehenge Gizli Manzaralar Projesi kapsamında yapıldı.
Dairenin Sadece Bir Kısmı Keşfedildi

Bu kuyular daha önce çiy havuzları olarak çıkarılmıştı. Ancak modern radar tarama teknikleri ve manyetometri, orijinal kazıların nasıl derin ve doğrudan toprağa ulaştığını gösterdi. (Çiy, havadaki su buharının soğuk bir yüzey üzerinde sıvı hale geçmesi sonucu oluşan su damlacıkları.)
Arkeologlar toplamda 30 çukur kazılmış olabileceğini ve dairenin sadece bir kısmının keşfedildiğinden bahsediyorlar. Ancak bölgedeki modern bina geliştirme nedeniyle, sadece 20’sini tanımlayabiliriz.
Bazı kuyulardan kazılan kemikler, çakmaktaşı ve doldurdukları tortuların bir kısmının geri kazanımı radyokarbon tarihlemesi için kullanıldı. Kuyuların önceden tespit edilmesi gelecekteki araştırmalar için çok fazla alanın var olduğunu gösterir.

Arkeolog Nick Snashall’ın konu hakkındaki açıklaması şu şekidedir: Stonehenge’i inşa edenlerin yaşadığı ve Durrington Duvarları’nda barındığı bu yer, Stonehenge’in daha geniş çevresinin hikayesini ortaya çıkaran bir anahtardır. Bu hayret verici keşif, bize Neolitik atalarımızın yaşamlarına ve inançlarına dair yeni bakış açıları sunuyor.
Bu görüşler, birkaç yıl önce, Salisbury Ovası çevresindeki Neolitik yerlilerin gerçekte ne kadar iyi olduğuna dair yeni bir bakış açısını içeriyor. Durrington duvarlarının güneybatısında bulunan Stonehenge matematik ve mühendislik becerilerinin bir harikasıdır.
İkonik yapı, Kuzey Avrupa’da M.Ö. 1.700’lerin sonunda Neolitik dönemin, yaşam ve inançlarının bir göstergesi olmuştur.
Binlerce yıl öncesine baktığımızda araştırmacılar her türlü kullanım için uzun bir çukur kazma geleneği olsa da, böyle bir şeye daha önce rastlamadıklarını söylüyorlar. Daha fazla çalışma ile şu anda yaşadığımızdan çok farklı olacak bir zamanda bu gizemli çukurlar hakkında daha fazla bilgi ortaya çıkarılabilir.
StAndrews Üniversitesi’nden, Dünya bilimcisi Richard Bates konuyla ilgili şunları söyledi:
“Hayal edebileceğimizden çok daha karmaşık bir toplumu işaret eden geçmişe dair kanıtlar bulduk.
Açıkça sofistike olan uygulamaların gösterdiğine göre bu insanlar doğal olaylarla o kadar uyumluydu ki bugün yaşadığımız modern dünyada bunu zar zor kavrayabiliyoruz.”
Beyda GÜLAL