Belçika’daki bir metal detektöre sahip olan amatör arkeolog, 1.600 yıldan daha eski olduğu düşünülen, on iki kenarlı Roma nesnesi olarak bilinen gizemli bronz eserin bir parçasını gün yüzüne çıkardı.
Son 200 yılda Kuzey Avrupa’da yüzden fazla şaşırtıcı nesne (her bir yüzünde büyük delikler ve her köşesinde çivi bulunan, yaklaşık beyzbol topu büyüklüğünde içi boş, 12 kenarlı geometrik metal ) keşfedildi.

Ama kimse neden ve nasıl kullanıldığını bilmiyor.
Gallo-Roman Müzesindeki yetkililerin bu konudaki hipotezlerinden biri bu parçaların daha çok büyücülük, falcılık ve benzeri faaliyetlerle ilgili olduğudur.
On iki kenarlı gizemli nesneyi bulan kişi, Gallo-Roma Müzesi’ndeki meslektaşlarına parçayı teslim etti ve Aralık ayında parça incelemeye alındı. Orijinali on iki köşe dikmesinden oluşan nesnenin yalnızca bir köşesi bulundu, fakat orijinal on iki kenarlı Roma nesnesinin kesin bir şekilde bir parçasına ait olduğu biliniyor.
Metal detektörü olan ve amatör bir şekilde arkeologluk ile uğraşan Patrick Schuermans, parçayı aylar önce Belçika’nın kuzeyindeki Flanders bölgesindeki küçük Kortessem kasabası yakınlarındaki bir tarlada bulmuştu.
Gallo-Roma Müzesi’nin 1939’da Tongeren’in Roma şehir surlarının hemen dışında bulunan eksiksiz bir antik on iki kenarlı başka bir nesne zaten sergilenmektedir. Bu bulunan yeni parçada Şubat ayında onun yanında sergileneceği bildirildi.
12 Kenarlı Gizemli Şekiller
Modern zamanlarda keşfedilen ilk on iki kenarlı Roma nesnesi 18. yüzyılda İngiltere’de bulundu ve o zamandan beri Büyük Britanya, Hollanda, Belçika, Fransa, Almanya, Avusturya ve İsviçre’de de yaklaşık 120 tane daha bulundu.
12 kenarlı nesnenin 1. ve 5. yüzyıllar arasına ait olduğu tahmin ediliyor
Gizem burada bitmiyor; arkeologlar geometrik eserin işlevini açıklayamıyor ve bu nesnenin hiçbir yazılı kaydı bulunamadığını söylemektedir.

Bu antik nesnelerin Roma döneminde popüler olan ancak daha sonraki Roma İmparatorluğu’nun dini olan Hristiyanlık döneminde yasaklanan kehanet (geleceği görmek) gibi büyülü amaçlar için gizlice kullanılmış olabilir. Bu dönemlerde bu faaliyetlere izin verilmezdi ve cezalar ağırdı. Bu durumdan ötürü bu antik nesneler ile ilgili herhangi bir yazılı kaynak bulunamıyor.
Yıllar boyunca bu gizemli eserler için çeşitli fikirler ortaya atıldı yapıldı. Bu fikirlerden ilki topuz kafalar olarak tanımlandıkları nesnenin bir silahın parçası olduğuydu. İkinci fikir ise, bunların tahıl ekmek için doğru zamanı belirlemeye yarayan araçlar olduğuydu. Üçüncü fikir ise Roma topçuları için doğru menzili bulmak için mesafeyi ölçen araçlar olduklarıydı.
Ancak çoğu arkeolog, nesnelerin muhtemelen büyülü ritüellerde kullanıldığını düşünüyor. Ölçüm aletlerinden beklenilenin aksine, on iki kenarlıların nasıl kullanıldığını gösteren hiçbir işaret yoktur ve hepsinin 4 ile 11 santimetre arasında değişen farklı ağırlıkları- boyutları vardır.

Ayrıca on iki kenarlı roma nesneleri yalnızca Roma İmparatorluğu’nun kuzeybatı bölgelerinde bulunmuştur ve çoğu mezarlık alanlarında ortaya çıkarılmıştır. Bu ipuçları bize bu nesnelerin o bölgeye özel dinsel bir ritüel veya büyücülük ile ilgili olduğunu göstermektedir.
ANTİK BULMACA
Kortessem yakınlarında bulunan bu gizemli antik eser bize metal nesneler ile ilgili bize daha fazla bilgiler sunabilir. Daha önce bulanan diğer on iki kenarlı Roma nesneleri özel olarak saklandı veya müze koleksiyonlarında sergilendi, bu nedenle arkeolojik anlamda yeteri kadar incelenmediği için bu nesnelerin gizemi çözülemedi.
Ancak Kortessem yakınlarında bulanan parçanın yeri net olarak belgelendiği için akabinde o bölgedeki arkeolojik çalışmalar yoğunlaştırıldı ve o bölgede bir Roma villası olabileceğini gösteren duvar resimleri ortaya çıkarıldı.
Bulunan parça ile ilgili yapılan son açıklamada, parçanın kırık yüzeylerinin muhtemelen son bir ritüel sırasında kasıtlı olarak kırıldığını söylemektedir.
Açıklamada, “Metal detektörünün ve amatör arkeologların doğru çalışma yöntemleri sayesinde, yetkililer ilk kez Flanders’daki bir on iki kenarlı roma nesnesinin tam yerini biliyorlar ve bu durum, daha fazla araştırma yapmak için fırsatlar sunmakladır” denildi.
Bu konumun kesin olarak bilinmesi şimdi daha fazla kalıntı bulabilmek için bir fırsat olacaktır.
Çevirmen: Alperen DURSUN