Koronavirüs Pandemisi : Dünya’nın çoğu ülkesinde eğitime ara verildi, sosyal faaliyetler geçici süreliğine durdu; bu durgunluk piyasalara yansıdı. Çoğu şirket çöküşün eşiğine geldi kısacası modern dünyanın çarkları durmaya başladı. Durum böyle olunca herkesin aklında yavaş yavaş şu soru belirdi: Koronavirüs pandemisi ne zaman sona erecek?
Bu konu koronavirüs hakkında sosyal medya ve televizyonlardan aşina olduğumuz 3 önemli soru cevaplandı.
1- Geçmişteki pandemiler ne kadar uzun sürdü, onlara göre tahmin yapabilir miyiz?
Araştırmacılar, ne zaman sona erebileceğine dair temel tahminler yapmak için geçmiş salgınlara bakıyor. Ve geçmişte pandemiler genellikle 12 ila 36 ay arası sürmüştür.
Mesela bundan 11 sene önce 2009’da domuz gribi (H1N1) salgını oluşmuştu. Dünya Sağlık Örgütü Haziran ayında pandemi ilan etti. FDA Eylül ayı ortalarında dört aşıyı onayladı ve Ekim ayında uygulanmaya başladı, CDC’den bir zaman çizelgesine göre, Aralık ayı sonunda aşı isteyen herkese verildi ve Ağustos 2010’da (14 ay sonra) DSÖ pandeminin bittiğini söyledi.
Ancak CDC viral hastalıklar bölümünde eski bir salgın istihbarat görevlisi olan Rishi Desai, yeni bir pandeminin geçmişe göre modellenemeyeceğini ve bu pandeminin ne kadar kötü veya uzun olacağını doğru bir şekilde belirlenemeyeceğini söyledi çünkü virüslerin hiçbiri aynı değildir ve virüsler farklı davranır,yayılır.
2- Önümüzdeki aylardaki gidişat ne olur, havaların ısınmasıyla salgın biter mi?

Sosyal medyada veya başka bir yerde COVID-19 salgınının ilkbaharda bitebileceğine dair bir söylenti duymuş olabilirsiniz, çünkü diğer koronavirüs tiplerinin yayılması Aralık ve Mart ayları arasında zirveye ulaşma eğilimindedir. Ancak New York’taki Westmed Medical Group’ta bulaşıcı hastalık uzmanı ve tıbbi direktör yardımcısı Sandra Kesh bu virüsün nasıl davranacağını tahmin etmenin zor olduğunu söyledi.
Başka bir gerçek, değişen mevsimlerin virüsler üzerinde çok az bir etkiye sahip olmasıdır, diyor Dr. Kesh, bu yüzden tipik kış mevsiminin dışında da hasta olabilirsiniz.
3- Sürü bağışıklığı nedir? salgına karşı iyi bir yaklaşım olur mu?
Sürü bağışıklığı, bir popülasyonun salgınlardan korunması için o popülasyonda kaç kişinin hastalığa karşı bağışıklı olması gerektiğini tanımlar. Tam eşik, R 0 (R-naught) adı verilen temel üreme numarası ile temsil edilen hastalığın bulaşıcılığına bağlıdır.
Yeni bir virüs ortaya çıktığında kimse bağışıklık kazanmaz. Mevcut pandeminin arkasındaki koronavirüs gibi oldukça bulaşıcı bir virüs, tamamen saf bir popülasyona hızla yayılabilir. Ancak yeterli sayıda insan bağışıklık kazanınca, virüs insan bedenine girdiğinde bağışıklıkla karşılaşır ve pusuya düşer, böylece pandeminin ilerlenmesi engellenmiş olur. Bilim adamları buna sürünün bağışıklık eşiği diyor.
Bu eşiğe ulaşmak için mevcut popülasyonun üçte ikisinin (Dünya nüfusu yaklaşık 7.8 milyar, üçte ikisi ise yaklaşık 5 milyar) enfekte olması lazım.
İnsanlar virüse karşı iki şekilde bağışıklık kazanır: Ya enfekte olup iyileşmiştir ya da aşı vurulmuştur.
Halihazırda bir aşı bulunması 12 ila 18 ay arası sürebilir. Sürü bağışıklığında ise koronavirüs Imperial Collage London’daki araştırmacılar tarafından yayınlanan 16 Mart tarihli rapora göre, yaklaşık üç ayda zirveye ulaşacaktı.
FAKAT…
Bunun maliyeti çok ağır olurdu. Şu anda enfekte olmamış çoğu insan enfekte olacaktı. Muhtemelen en ağır darbeyi yaşlı ve kronik hastalığı olanlar alırdı. Ancak bu gençlere bir şey olmayacağı anlamına gelmez, bizlerde çok ciddi sonuçlarla karşılaşabilirdik.
İngiltere diğer ülkelere göre süreci daha hızlı bitirmek için bu uygulamayı denedi ancak Prens Charles ve Başbakan Boris Johnson’ın da enfekte olmasıyla birlikte ( eğer devam etseydi yaklaşık 35 milyon kişinin enfekte olması gerekirdi) bunu denemekten vazgeçtiler.