Uyku vücudumuz için neden önemli?: Uykunun faydaları, sadece beyin sağlığınızı etkilemekle kalmıyor. Aynı zamanda iyi bir gece uykusu,vücudunuzun doğru bir şekilde çalışması için oldukça önemlidir. Uykudan önce içilen çaylar ve özel yastıklar bazen işe yarasa da birçok insan kaliteli uyku konusunda oldukça umutsuz.
Uykunun bazı faydalarını kolaylıkla fark edebilirsiniz: daha atik hissetmek ve bardaklar dolusu kahve içmeye gerek duymamak gibi. Ancak ilk başta akla gelmeyen farklı yollarla da kaliteli uyku, vücudumuzu olumlu yönde etkiliyor.
Uyku Bağışıklık Sistemimizi Güçlü Tutuyor.

Farklı biyolojik süreçleri düzenlemek için kan dolaşımımızda dolaşan moleküller yani hormonlarımızın bazıları biyolojik saatimizi, uykumuzu getirmek için kullanırlar. Bununla birlikte, diğerler hormonlar bağışıklık sistemlerimizi düzenlemek de dahil olmak üzere farklı görevlere sahip olsalar bile, bu uyku-uyanıklık döngülerinde artar veya azalırlar.
Örneğin, kortizol hormonu gün boyu artar ve azalır. Bu hormon bağışıklık sistemlerimizin dizginleşmesinde rol oynar ve kanımızı nemlendirir. Ve iltihap ile ilişkili ağrıları dindirir. Çok az uyumak, kortizol ritmini bozar ve yüksek hormon seviyelerinin daha uzun süre devam etmesine neden olur.
Diğer biyolojik süreçler bağışıklık sistemimizin savunma gücünü arttırır ve bu da uykunun bu faktörlerde de rol oynayabileceği anlamına geliyor. 2000’lerin başında, araştırmacılar iki gruba hepatit A aşısı yaptılar. Ve bir grubu uyanık tutarken diğer grubun normal bir şekilde uyumasına izin verdiler.
Uykusunu alan grup, aşıya diğer gruba nazaran yüzde 40 daha yüksek bir bağışıklık sistemi reaksiyonu gösterdi. Bu durumda varılan sonuç oldukça iyi. Çünkü sonuç, aşının etkili olduğunu göstermiş oldu.
Araştırmacılar, vardıkları sonucun vücutlarındaki hormon seviyeleri önemli ölçüde artmadığından dolayı uyanık kalanların, bağışıklık sistemi tepkisini bastıran kortizol ile hiçbir ilgisi olmadığı sonucuna vardı. Bunun yerine, uykusunu alan katılımcılar için diğer uyku-bağışıklık faktörleri devreye girdi.
Bizi Aktif Tutuyor.

10 yılı aşkın süredir, araştırmacılar çok az uyumanın, uykusuz geçen bir gecenin yani genel anlamda kalitesiz uykunun kilo almakla ilişkili olduğunu biliyor. Cincinnati Çocuk Hastanesi Tıp Merkezi’nde gençler ve ergenlerde uyku konulu bir eğitim alan Kendra Krietsch, asıl ilginç olanın, bir alan olarak, bunun neden olduğundan gerçekten emin olmadıklarını düşünmemesi olduğunu söylüyor.
Krietsch, uykunun gençleri nasıl etkilediğine dair kendisi de araştırmalar yaptı ve sürekli bölünen uykunun ergenlerde neden kilo alımına neden olduğunu anlamaya çalışarak birçok çalışmanın sonuçlarını sentezledi. Krietsch, bazı popüler teorilerin dayanağının olmadığını söylüyor. Örneğin; uykusuzluğun açlığı veya tokluğu düzenleyen hormonlar üzerinde net bir etkisi görülmüyor.
Çalışmalar, uyumayan (veya yeterince uyumayan) gençlerin fiziksel olarak daha az aktif olduklarını ve elektronik ekranlara bakmak için daha fazla zaman harcadıklarını göstermektedir. Araştırmacılar bunun neden böyle olduğundan emin değiller.
Başka bir deyişle, uykudan mahrum kalmış bir gencin sadece yorgun oldukları için egzersiz yapmaya daha az zaman harcayıp harcamadıkları veya başka faktörler olup olmadığı bilinmiyor. Krietsch’in hastalarla olan deneyimini göz önüne aldığında, bazı uyku sorunlarının önemli bir gelişim sürecinden geçen gençlere ne kadar sorulduğundan kaynaklanabileceği buldu.
Krietsch, arkadaş edinmeyi öğrenmekten onları akşama kadar meşgul eden okul sonrası etkinliklere kadar, günümüzde insanlar ve gençler için çok fazla rekabet ortamının olduğunu ve bunun uykusuzluğa neden olmak için oldukça mantıklı bir sebep olduğunu dile getiriyor.
Ve sizi sürekli olarak işe, eğlenceye ve hayatınızın geri kalanına bağlayan bir telefona sahip olmak, sizin erken saatte uyumanızı engelleyecektir.
Krietsch’in hastalara tavsiyesi ne mi?

“Telefonunuzu odanızda tutmayın, çünkü bu savaşı asla kazanamayacaksınız.”
Gençler de daha erken yatmakta zorlanabilir çünkü onlar için bu gerçekten daha zordur. Araştırmalar, ergenlik döneminde biyolojik saatin, birkaç saat içinde değiştiğini ve gençlerin 23:00’e yakın zamanlarda uykuya dalmaya eğilimli olduklarını gösteriyor.
Kesintisiz bir uyku gecesine ihtiyaç duyarlarsa (ve uyurlarsa), bu biyolojik uyum, genellikle sabah 7’ye yani gitmeleri gereken okul saatine denk geliyor.
“Bu, biyoloji ve gençlerden beklentimiz arasında çok kötü bir uyumsuzluk var demek.” diyor Krietsch. Bazı çalışmalar, ilkokul zilini erkene almanın, gençler için daha iyi akademik performans ve uyanıklık sağlayabileceğini gösterdi. Ayrıca Krietsch, programlarını değiştirmeyi kabul eden bir okul bölgesinde yakında yeni bir araştırma olacağını söyledi.
Yine de uykunun bedeni veya zihni nasıl etkilediğini ayırt etmek zor. Krietsch, araştırmaların daha az uyuyanların daha kalitesiz bir beslenme şekline sahip olma olasılığı olduğunu söylüyor.
Ancak, daha düşük gelirli ve belki de daha besleyici beslenme şekline sahip olan ya da imkanı kısıtlı olan aileler, daha gürültülü mahallelerde ya da iyi uykuyu zorlaştıran daha stresli yaşam koşullarında yaşıyor. Bu farklı faktörlerin üstesinden gelmek zor olsa da, gördüklerimiz her şeyi göz önüne seriyor:
Uyku ve sağlığımıza olan etkileri karmaşık bir şekilde bağlantılıdır. Krietsch, “Sağlık davranışları, tıpkı bir terazi gibi ” diyor. Sadece uyku gibi bir alışkanlığı daha iyi bir hale getirmek, birinin hayatının başka bir noktasını da iyileştirebilir.
“Mesele şu ki, çoğu insan ihtiyaç duydukları uykuyu alamıyor çünkü hiçbir zaman vaktinde uyumuyorlar,” diyor Krietsch. Bu basit tavsiyeyi dikkate almak, görünür ve görünmez faydaların zincirleme reaksiyonunu başlatmak için kolay bir adım olabilir.
Gamze Korkmaz